Bilindiği üzere mülkiyet hakkı Anayasa ile güvence altına alınmış ve ancak kamu yararı için sınırlanabileceği açıkça belirtilmiş bir haktır. Anayasa’nın 35. maddesinde “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” hükmü yer almaktadır.
Mülkiyet hakkı, üzerindeki hava sahasını da kapsamaktadır. Buna göre malik mülkiyeti altında bulunan arazi üzerinden geçen elektrik direği ya da yüksek gerilim hattı nedeniyle arazisinden %100 verim alamamaktadır. Örneğin Elektrik Kuvvetli Akım Yönetmeliği 44. Maddesine göre enerji nakil hattının sağ ve solunda güvenlik şeridi olarak belirtilen alanlarda sahibinin yapı yapmasını engellemektedir. Bu durum dahi maliklerin arazileri üzerindeki tasarruf hakkını engellendiğinin bir göstergesidir. Diğer yandan üzerinden enerji nakil hattı geçen taşınmazlarda değer düşüklüğü de yaşanmaktadır. Yargıtay yerleşik içtihatlarında bu durumların hukuka aykırılık oluşturduğuna ve arsa sahiplerine bilirkişi marifeti ile hesaplanacak uygun bir tazminata hükmedilmesine karar vermiştir.
Konuya ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi’nin kararlarında da malikin taşınmazının alt veya üst katmanlarına el atılması mülkten kısmen de olsa yoksun bırakılmasına yol açıldığı vurgulanmıştır.
“4721 sayılı Kanun’un 718. maddesinin birinci fıkrası da dikkate alındığında taşınmazın alt veya üst katmanlarına olayda olduğu gibi el atılması mülkten kısmen de olsa yoksun bırakma sonucuna yol açmaktadır. Bu suretle mülk sahibi taşınmazın bir bölümü olan üstündeki hava veya altındaki arz katmanından mahrum kalmaktadır. Buna göre başvurucuların taşınmazından enerji nakil hattı geçirilmesi amacıyla idari irtifak tesis edilmesi suretiyle yapılan müdahalenin mülkten yoksun bırakmaya ilişkin ikinci kural çerçevesinde incelenmesi gerekir…. Dolayısıyla somut olayda başvurucuların taşınmazının bir bölümünden kamulaştırmasız el atma yoluyla enerji nakil hattı geçirilmesi suretiyle idari irtifak tesis edilmesinin mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiği kuşkusuzdur.” (AYM, E.2018/32734, 28.07.2022)
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Taşınmaz malın mülkiyetinin kamulaştırılması yerine, amaç için yeterli olduğu takdirde taşınmaz malın belirli kesimi, yüksekliği, derinliği veya kaynak üzerinde kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı kurulabilir.”
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11. maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir: “Kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı tesisinde, bu kamulaştırma sebebiyle taşınmaz mal veya kaynakta meydana gelecek kıymet düşüklüğü gerekçeleriyle belirtilir. Bu kıymet düşüklüğü kamulaştırma bedelidir.”
Burada tazminatın belirlenmesi çeşitli etkenlere göre değişkenlik göstermektedir. Bu etkenler, gayrimenkulün rayiç bedeli, üzerinden geçen direk veya gerilim hattının arazinin genel kullanımına ne kadar engel olduğu, değer kaybının ne kadar olduğu gibi hususlardır.
Dava açabilmek için elektrik nakil hattı kurulduğu esnada söz konusu arazi için kamulaştırma işleminin hiç yapılmamış olması veya usulüne uygun tamamlanmamış olması ve malikin hiç ödeme almamış olması gerekmektedir. Enerji nakil hattının, direklerinin, tellerinin veya yüksek gerilim hattının dava açılacak arazi içerisinde olması gerekir.