Düğünde takılan altınlar kimin hakkıdır?

Yayınlama: 06.02.2023
A+
A-

Boşanma davalarında sıkça karşılaşılan konulardan biri de düğünde takılan takıların kimin hakkı olduğuna dair tartışmadır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından açıklanan YHGK, 04.03.2020, E. 2017/3-1040, K. 2020/240 emsal karar sonrası boşanan eşlerin takı paylaşımı konusunda önemli değişiklikler yapılmıştır.

Düğünde takılan takılardan erkek tarafının taktıkları damadın, kız tarafı taktıkları gelinin olduğu iddiaları bulunmaktadır. Söz konusu bu iddiaların hukuk temelinde bir yeri bulunmamaktadır. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 26.01.2016 tarih ve 2015/21024 Es. 2016/1292 K. sayılı ilamı; ‘’….. kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları ve nakit para kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. ….’’ şeklindedir.

Yargıtay’ın yerleşik kararları da göz önüne alındığında; düğün merasiminde kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takıldığı önemli olmaksızın kadına bağışlanmış ve artık kadının kişisel malı sayılır.

Bununla birlikte uygulamada bu takıların evlilik birliğinin devamı süresince çeşitli sebeplerle (ortak ihtiyaçların alınması, düğün masraflarının yapılması, ailelere verilmesi, erkeğin borcunun ödenmesi gibi) bozdurulduğunu, boşanma sırasında bu takıların elden çıkarılmış olduğunu görmekteyiz. Bu şekilde takıların bozdurulup harcanması durumunda dahi boşanmanın gündeme gelmesi ile kadının düğün takılarını erkekten talep etme hakkı bulunmaktadır. Ancak erkek, bu takıların iade edilmemek üzere kendisine verildiğini, diğer bir ifade ile kendisine hibe edildiğini ispatlarsa, kadın artık bu takıları talep edemez. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 22.02.2018  Tarih, 2016/8760 Esas ve 2018/1566 Karar sayılı ilamı ile;

Somut olayda; dinlenen davalı tanıkları, davacının evden ayrılırken 6 adet bileziği davalıya rızası ile geri almamak üzere verdiğini, düğün borçlarının bu altınlarla ödenmesini istediğini ifade etmişlerdir. Hal böyle olunca mahkemece, 6 adet bileziğin, davalı tarafa bağışlama amacı ile verildiği ispatlandığından, 6 adet bilezik yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde bu ziynetler yönünden de talebin kabul edilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde olup, düğünde takılan ziynet eşyalarının erkeğe bağışlandığının ispat edilmesi halinde erkeğin bunları iade etme yükümlülüğünün bulunmadığı, kadının açtığı davanın reddinin gerektiği ifade edilmiştir.

Yakın tarihe kadar Yargıtay içtihatlarında, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından ve kime takılırsa takılsın KADINA BAĞIŞLANMIŞ sayılmakta idi. Bu kapsamda düğünde takılan ziynet eşyaları, hangi ailenin taktığına ya da geline mi damada mı takıldığına bakılmaksızın TMK 220 gereğince kadının kişisel malı olarak kabul edilmekteydi.

Ziynet eşyaları Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2020/240 K. sayılı kararına göre; kadına takılan her türlü ziynet eşyası (çeyrek/yarım/tam altın, bilezik, takı seti vs.) ve para kadına aittir. Ziynet eşyaları veya düğün takıları arasında erkeğe takılanlardan, kadına özgü olanlar (bilezik, kolye, küpe, yüzük vs.) kadına; diğer ziynetler (çeyrek/yarım/tam altın gibi) ve paralar ise erkeğe aittir. Erkek eş, kendisine takılan düğün takılarından, kadına özgülenen takılan takıların kadına ait olmadığı konusunda yerel adet olduğunu ispatladığı takdirde bunlar da erkeğe ait olacaktır. Örneğin; Kadına düğünde takılan ziynet eşyalarından bazıları erkek ve kadın tarafından kullanılabilen şeylerden ise bu şey sadece kadına özgü olmadığından erkeğe ait olacaktır. Eşler tarafından ziynet eşyası ile diğer ekonomik değerlerin (altın, para vb.) nasıl paylaşılacağına dair aralarında bir sözleşme yapılmışsa, bu sözleşme geçerli kabul edilecektirYargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan emsal karar sonrası gelen çok sayıda soru sonrasında sosyal medya hesabı üzerinden altınların kimde kalacağı konusunda önemli açıklamalarda

*Erkeğe takılan ziynet eşyalarının sadece ‘kadına özgü’ olanları kadına ait sayılacak. ‘Kadına özgü’ olmayan ziynet eşyası  yani cumhuriyet altını, yarım altın, çeyrek altın, gram altın vs. veya takılan paralar  ‘erkeğe’ ait olacaktır.

*Erkeğe takılan ziynet eşyaları ‘kadına özgü’ olsa bile (bilezik, küpe, gerdanlık gibi) erkek eş, bu konuda ‘yerel adet’ olmadığını iddia ve ispat ederse ‘kadına özgü’ olanlar da erkeğe verilecektir.

*Kadına takılan her türlü ekonomik değeri olan şey yine kadına aittir.

*Sandığa konulan ziynet eşyası ve paralar ‘taraflardan birine takılmadığı için’ eşit olarak paylaşılmalıdır.

*Eşler arasında paylaşım konusunda bir anlaşma varsa paylaşımda ‘anlaşma kuralları’ uygulanacaktır

Davacı veya düğün takılarını talep eden taraf, Hmk gereği ispat yükü üzerinde olduğundan dolayı, açılan davada ziynet eşyalarının kendisinde kalmadığını mahkemede ispatlamak zorundadır.

“Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış ve ona ait sayılır. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup farklı maksatlarla kullanılmış olabilir. Çeşitli nedenlerle (balayı masrafları, evin ihtiyaçları, düğün borçları vb.) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iade edilmesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayıyla ziynet eşyalarının bozdurulup evin ihtiyaçları için harcandığının davalı tarafça kanıtlanması halinde davalı koca düğünde takılan ziynet eşyalarını iade etmekten kurtulur.”(Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2010/6059 E., 2010/12297 K.)

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.