Evlatlıktan ret sadece bir film repliği midir?

Yayınlama: 01.07.2023
A+
A-

Evlatlıktan reddetme halk arasında kullanılan bir tabirdir. Yanlış kullanımlar maalesef doğru hukuki önlemler almaya engel olmakta , miras hukuku konusunda karışıklığa sebep olmaktadır.

12.09.2000 tarihli bir gazetede bir baba, kızıyla birlikte verdiği gazete ilanıyla, oğlunu ve gelinini reddettiğini açıklamış, reddedilen çift ise, aynı yöntemi kullanarak, “isabetli karar için” babaya teşekkür etmişti. Pek çok Yeşilçam filminde babanın “hayırsız” olduğunu düşündüğü evladına “seni evlatlıktan reddediyorum” diye bağırdığını da görmüşsünüzdür.

Aile hukuku davalarının temyiz incelemesini yapan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan’ın konuya ışık tutan paylaşımı şöyle:

“Türk hukukunda ‘evlatlıktan ret’ şeklinde bir hukuki düzenleme yoktur. Yerli film ve dizilerde çok yer aldığı gibi çocuğunuza ‘Seni evlatlıktan reddediyorum’ diyemezsiniz. Evladınız size ve yakınlarınızdan birine karşı ağır bir suç işlemişse ya da aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse en çok onu mirasçılıktan çıkarabilirsiniz. İnanmayın siz filmlere ve dizilere.”

Sanılanın aksine Türk hukuk sisteminde ebeveynlere çocuklarını evlatlıktan reddetme hakkı tanınmamıştır. Anne ya da baba, çocuğunu “evlat” olarak görmeyip evlatlıktan “manen” reddedebilir. Ancak, bu evlatlıktan ret eyleminin hukukî bir karşılığı bulunmamaktadır. Aslında “evlatlıktan reddetmek”le kastedilen şey, hukuki anlamda mirastan çıkarmadır. Zira ebeveynlerin alt soyuna bakmaktan bu şekilde kaçınması ya da evladıyla ilişkisini hukuki yönden koparması mümkün değildir. Bununla birlikte, miras bırakan kişi, bazı sebeplerle mirasçısını mirastan mahrum bırakmak isteyebilmektedir. Ancak miras bırakan kişi, dilediği mirasçısını dilediği şekilde mirastan çıkaramayacak olup mirastan çıkarmanın koşulları Türk Medeni Kanununda açıkça düzenlenmiştir.

Peki, mirastan çıkarma hangi sebeplerle söz konusu olabilir ve miras bırakan kişi bu iradesini nasıl açıklamalıdır?

Yasal düzenlemelere göre mirasçı, miras bırakan kişiye veya onun yakınlarına karşı ağır bir suç işlemiş veya miras bırakana ya da miras bırakanın aile üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse mirastan çıkartılabilir. Bu noktada, ağır bir suçla kastedilen şey, aile olmaktan kaynaklanan manevi hislerin yokluğunu gösteren ve miras bırakan kişiyi ağır bir şekilde inciten eylemlerdir. Bu ağır suçun teşebbüs halinde kalmış olması ihtimalinde dahi mirastan çıkarma söz konusu olabilecektir. Yine, miras bırakan kişinin yakınları kavramı, sadece hısım ve akrabaları değil; miras bırakanın yakın arkadaşlarını da kapsamaktadır. Yani, miras bırakanın bir dostuna karşı suç işlenmesi halinde de mirastan çıkarma mümkün olabilecektir.

Miras bırakanın eşi tarafından aldatılması (sadakat yükümlülüğünün ihlal edildiği zina fiili gibi), mirasçının aşırı ilgisizliği, kapıyı açmaması, telefonları yüzüne kapatması, miras bırakanın onur ve haysiyetini gözetmemesi, vekalet yetkilerini kötüye kullanması, uyuşturucu satması veya kullanması, miras bırakanı gereksiz yere tıbbi müşahede altına aldırması veya bakımını yerine getirmemesi gibi eylemler Yargıtay içtihatlarında ıskat sebebi olarak görülmüştür.

Mirasçılıktan çıkarılan kimse, mirastan pay alamaz. Ancak, bizzat mirasçıyı etkileyen bu durum mirasçının altsoyuna etki etmemektedir. Miras bırakan başka türlü tasarrufta bulunmadıkça mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payı, o kimse miras bırakandan önce ölmüş gibi, mirasçılıktan çıkarılanın varsa altsoyuna, yoksa miras bırakanın yasal mirasçılarına kalmaktadır (Yargıtay 14.Hukuk Dairesi 2019/805 E., 2019/7396).

Elbette, miras bırakanın tek taraflı iradesine dayanan mirastan mahrumiyet ilânı için de şeklî şartlar bulunmaktadır. Anne ya da babanın sıradan bir beyanı çocuğunu mirastan mahrum bırakmak adına yeterli değildir.

Miras bırakan kişi, miras sözleşmesi ya da vasiyetname ile ölüme bağlı tasarrufu gerçekleştirebilir.

Mirastan çıkaran, saklı pay mirasçısını hangi sebeple mirasçılıktan çıkardığını açık şekilde, somut olaylara ve delillere dayalı biçimde ortaya koymalıdır. Kanun’un ilgili hükümlerine uygunluk arz eden herhangi bir gerekçe sunulmaksızın bir gazeteye verilen ilân ya da kamuoyuna yapılan duyuru ile mirastan ret (men) mümkün değildir.

TMK md. 510 ile ilgili bir hukukî işlemin yapılmamışsa ve muris sağlığında mirası elden çıkarmamışsa, saklı paya sahip mirasçı payını alacaktır.

Mirasçılıktan çıkarmaya karşı gerekli koşulların varlığı durumunda tenkis ve iptal davaları açılabilir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.