İsveç’teki Kur’an-ı Kerim’e saldırıyı nasıl okumalıyız? Buyurun başlıyoruz!

Yayınlama: 24.01.2023
A+
A-

Rahmet, bereket ve yenilenme mevsimi üç aylara ulaşmanın mutluluğunu yaşadığımız bugünlerde aynı zamanda hak ve hakikatin peşinde, milli bir haber sitesi açmanın ayrı heyecanını ve onurunu yaşıyoruz.

Milli Nizam, Rabbimizin, ‘İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.’ (Al-i İmran 104.) emrini kendine düstur edinen, vatan ve millet sevgisini önceleyen, yanlış kimden gelirse gelsin doğru bildiğini yazmaktan çekinmeyen bir anlayışla ‘Bismillah’ diyor.

Milli Nizam, medyanın maalesef tıpkı toplum gibi sert çizgilerle ikiye bölündüğü bir zamanda ‘doğru haberi kimden alabilirim?’ kaygısı taşıyan milletin fedakar fertlerinin güvenli limanı olacak…

Milli Nizam, bir kimsenin veya bir kurumun, şirketin, etki alanı ve maddi gücüne, kim kimin yanında bakmadan, bedeli ne olursa olsun doğrunun ve haklının tarafını tutacak.

Milli Nizam sadece ülkemizde ekonomik kriz altında ezilen vatandaşın değil Arakan’da, Doğu Türkistan’da, Filistin’de ve tüm İslam coğrafyasında zulüm ve işgal altındaki kardeşlerimizin gerçek gündemini dikkate alarak sorumlu gazetecilik anlayışıyla hareket edecek ve daha adil bir dünya ideali için kalem oynatacak.

Öyleyse buyurun başlıyoruz…

***

İsveç’teki alçak saldırıyı nasıl okumalıyız?

 

14 Mayıs seçim tarihinin netleşmesiyle birlikte iç güçler ve dış güçler hep birlikte harekete geçti ve biz içeride Milli Savunma sanayiimizin gözbebeği İHA ve SİHA’larımıza yönelik savrulan tehditleri telin ederken bir anda gözler NATO üyeliği için görüşmeler yaptığımız İsveç’e döndü.

 

Hidayet rehberimiz, Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yapılan menfur saldırı başta bin yıldır İslam’ın sancaktarlığını yapan Türkiye’yi ve bütün İslam dünyasını ayağa kaldırdı. Ülkenin doğusundan batısına, büyükelçilikler önünde Müslümanlar bu vahim hadiseyi protesto etti.

 

Başta Milli Savunma Bakanı Akar’ın “İsveç Savunma Bakanı Jonson’un Türkiye’ye 27 Ocak’ta yapacağı ziyareti tek taraflı iptal etmesi” ve Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da “İsveç’in NATO üyeliğine kapıları kapattığımızı” açıklaması devletimiz açısından çok yerinde tepkiler oldu.

 

Yüce kitabımıza yapılan bu alçak saldırı ve son dönemlerde artan özellikle terör örgütü PKK’nın uzantıları kullanılarak yapılan saldırı ve provokasyonlar bir kez daha göstermiştir ki ‘Ayıdan post, bunlardan dost olmaz’.

 

Yapılması gereken artık Avrupa’nın gerçek yüzünü görüp, Cennetmekan Erbakan Hoca’nın tüm siyasi hayatı boyunca savunduğu Avrupa’dan yüz çevirip İslam dünyası ile ilişkileri daha da güçlendirmek, D-8 ve D-60 projelerine yönelik ciddi adımlar atmaktır.

 

Sözde medeni ülkelerin de takındığı tavra bakarak, (İsveç makamlarının bu alçak saldırıyı ifade özgürlüğü olarak değerlendirmesi ve hatta İsveç polisinin koruması eşliğinde olayın gerçekleşmesi) bir kez daha anlaşılmıştır ki Batının ve avanelerinin anladığı güçtür, ekonomik yaptırımlardır.  Bu da ancak güçlü bir İslam Birliği kurularak yapılabilir.

 

Sözün özü, aşırı sağcı politikacı Rasmus Paludan’ın Stockholm Büyükelçiliğimiz önünde Kuran-ı Kerim’i yakmasını, İsveç’in NATO üyeliği için iznimize ihtiyaç duyduğu bir konjonktürde salt bir delinin ‘İslamofobik’ eylemi olarak değerlendirilemez.

 

Ülkemiz ve İslam coğrafyası için belki de önümüzdeki 50 yılın yol haritasını belirleyecek tarihi bir seçime yönelik derin kurguların, içerde ve dışarda sahnelenen oyunlarıyla karşı karşıyayız.

Irkçı emperyalizmin zulmü altında inleyen ve bize umut bağlayan insanlığın selameti için, her zamankinden fazla uyanık olmak mecburiyeti başta dinimizin ve tarihimizin bize yüklediği bir sorumluluktur.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 3 Yorum
  1. Sertaç kaçar dedi ki:

    Korkuyorum
    İlk yazınız olması nedeni ile hayırlı olsun hayırlara vesile olsun.
    Daha önce Rahmetli Necmettin Erbakan Hocayı dinlemeyen fakat vefatından sonra Erbakan Hoca her sözünde doğruymuş diyen güzel ülkemin insanlarının yine aynı gaflete düşmesinden KORKUYORUM. Yalan plandemide tek doğru haykırışı yapan Fatih Erbakan’a da kulak verilmemesi ve sonrasında artan kalp krizi ve ani ölümlerin artması Yine Erbakan Haklıymış sözünü akla getiriyor.
    Umarım ki gerek D-8’in işlerliğini arttırmak , sonradında D-60 noktasında gerekli adımları atmak ve özümüze dönüşü sağlamak için yola çıkan Fatih Erbakan Rahmetli babası Necmettin Erbakan ‘ın yarım kalan işlerini tamamlar. Bunları yapabilmesi için de önce dava arkadaşlarımızın ve sonrasında da milletimizin bu genç yaşta böyle meşakatli bir yolda bu çileye talip olan Fatih Erbakan’a gereken desteği vermesini diliyorum.
    Sizin de dediğiniz gibi bu durum bizim inancımızın ve tarihin bizlere yüklemiş olduğu bir sorumluluktur.
    Yeniden güçlü bir Türkiye için üretebilen güçlü bir Türkiye için bir Erbakan iradesine ihtiyaç vardır. Yeniden Refah Partisi ile yine ve Yeniden Erbakan demek gerekiyor.
    Selam ve muhabbet ile…

    1. Ckoz dedi ki:

      Tebrikler Allah doğrularla hep birliktedir
      Hayırlı olsun

  2. Yahya coşkunsu dedi ki:

    Allah CC hayırlı eylesin inşallah emeğinize sağlık köşe yazılarında birbirimizi takip edersek hayra vesile oluruz inşallah