AK Parti’nin son kamuoyu raporu, yasa dışı bahsin Türkiye’de bir ‘gençlik sorunu’na dönüştüğünü ortaya koydu. Rapora göre sokaktaki her 6 kişiden biri bahis oynarken, yıllık milyarlarca dolarlık devasa meblağın yasa dışı yollarla yurt dışına aktarıldığı tespit edildi.
AK Parti’nin Kasım ayı saha araştırmasından çarpıcı bulgular, yasa dışı bahis ve kumarın Türkiye’de sessiz ama hızla yayılan bir toplumsal salgına dönüştüğünü ortaya koydu. Rapora göre bu karanlık yapı artık yalnızca bir asayiş meselesi değil; gençliği hedef alan, toplumsal dokuyu kemiren ciddi bir sosyo-ekonomik yıkım mekanizması haline gelmiş durumda.
Araştırma, yasa dışı bahsin Türkiye’de açık biçimde bir gençlik sorununa dönüştüğünü belgeliyor. Sokaktaki her 6 kişiden birinin bahis oynadığı, yıllık yaklaşık 150 milyar dolarlık devasa bir kaynağın ise yasa dışı yollarla yurt dışına aktarıldığı tespit edildi. Özellikle 18-24 yaş grubunda görülen tehlikeli tırmanış, geleceğin sessizce ipotek altına alındığını gösterirken, toplumsal yarınlara dair kaygıları da derinleştiriyor.
Bahis tuzağı, yaş küçüldükçe daha fazla can yakıyor
Ekonomim’in haberine göre, araştırmanın en ürkütücü sonucu, yaş düştükçe bahis tuzağının daha sık kapanması oldu. Veriler, yasa dışı bahsin genç kuşaklara doğru yayılan bir girdap haline geldiğini gösteriyor. Türkiye genelinde sokaktaki her 6 kişiden biri bu batağın içinde yer alırken, gençlerdeki tablo alarm veriyor.
18–24 yaş grubunda gençlerin %15,4’ü düzenli olarak yasa dışı bahis oynarken, 25–34 yaş aralığında bu oran %13,3 seviyesinde. Aynı yaş grubunda %11,3’lük bir kesim ise “geçmişte oynadığını ancak bıraktığını” belirtiyor. Rapor, internet sitelerinin agresif ve hedefli reklamlarla gençleri adeta ağlarına çektiğini ortaya koyuyor. Bu süreçte futbolun, bir spor olmaktan çıkıp bahis kuponlarının ham maddesine dönüştüğü, gençler nezdinde oyunun ruhunun yerini kumar algısının aldığı vurgulanıyor.
Umut diye sunulan tuzak, orta gelir grubu ve esnafı hedefliyor
Eğitim ve gelir düzeyi üzerinden yapılan analizler, yasa dışı bahis eğiliminin özellikle lise mezunları, küçük esnaf ve vasıfsız iş gücü arasında daha yaygın olduğunu gözler önüne seriyor.
Bu kesimlerde bahis, çoğu zaman bir “gelir kapısı” ya da “kısa yoldan kurtuluş umudu” olarak algılanıyor. Ancak rapor, bu umudun gerçekte orta sınıfı içten içe eriten bir yanılgı olduğunu ortaya koyuyor. Ekonomik daralma dönemlerinde, özellikle orta gelir grubunda bahis oynama oranlarının belirgin biçimde arttığı; bireylerin belirsizlik ortamında daha riskli kazanç yollarına yöneldiği tespit ediliyor.
Araştırma, yasa dışı bahsin yalnızca bireysel bir tercih değil, toplumun omurgasını hedef alan sessiz bir ekonomik ve sosyal tehdit haline geldiğini net biçimde ortaya koyuyor.
Milli servetin %10’u sessizce yurt dışına akıyor
Yasa dışı bahsin Türkiye ekonomisinde açtığı gedik, artık sayılarla gizlenemeyecek kadar derin. Raporda yer alan tahminler ve resmi veriler, bu karanlık çarkın milli serveti nasıl emdiğini gözler önüne seriyor.
Yurt Dışına Kaçış: Türkiye’den her yıl yasa dışı bahis yoluyla yaklaşık 150 milyar doların ülke dışına aktığı tahmin ediliyor.
Milli Gelire Darbe: Bu devasa meblağ, Türkiye’nin yıllık 1.565,5 milyar dolarlık gayrisafi yurt içi hasılasının yaklaşık %10’una karşılık geliyor.
Devletin Müdahalesi: 1 Ocak 2024 – 6 Ekim 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilen 1.120 operasyonda, yaklaşık 15,8 milyar TL değerinde mal varlığına el konuldu.
Toplum sessizce ‘bahis batağına’ mı sürükleniyor?
Saha araştırmasının ortaya koyduğu tablo, yasa dışı bahsin lise sıralarından küçük esnafa kadar toplumun her hücresine sızdığını gösteriyor. Milli servetin hatırı sayılır bir bölümü, bu görünmez kanallarla yurt dışına transfer edilirken, geride borçlanan bireyler ve zayıflayan bir ekonomi kalıyor.
Uzmanlar, bu tabloyu açıkça “bahis batağı” olarak nitelendiriyor. Uyarılar ise net: Sorunun yalnızca operasyonlarla çözülemeyeceği, polisiye önlemlerin ötesinde kapsamlı bir sosyal farkındalık, eğitim ve önleyici politika seferberliğine ihtiyaç olduğu vurgulanıyor.