Bizim memlekette iki şeyin tesiri büyüktür. Biri kaderi ilâhî, diğeri de elalem. Kader, Cenâb-ı Hakk’ın takdiridir, elalem ise kulun kendi elleriyle büyüttüğü hayâlî bir puttur. İnsanın içini kemiren, aklını kurcalayan, adımlarını tereddütle dolduran bir belâdır bu. Kaçımız, “Acaba ne derler?” diye düşünerek hayallerini erteledi? Kaçımız, giydiğine, konuştuğuna, sevdiğine bile “elâlemin”...