Yeniden Refah Partili Suat Kılıç’tan Yeni Anayasa açıklaması!

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Siyasi İşler Başkanı Suat Kılıç, partisinin MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

Yeni Anayasa çalışmalarını değerlendiren Kılıç, Yeniden Refah Partisi’nin hazırlanacak taslağa, destek verme şartını şöyle anlattı: Darbeci Anayasa’nın yerini sivil, özgürlükçü, hak ve adaleti temel alan bir Anayasa almalıdır. Bu koşullar sağlandığı takdirde Yeniden Refah Partisi yeni Anayasa çalışmalarını destekleyecektir.

Terörü lanetleyen Kılıç’tan Kılıçdaroğlu’na ‘gazi meclis’ tepkisi!

Geçtiğimiz hafta Ankara’da PKK’lı teröristlerin Emniyet Genel Müdürlüğü binasına yönelik terör saldırısını kınayan Suat Kılıç, “Türkiye Cumhuriyeti’ni ve milletimizi hedef alan her türlü saldırının karşısında yer aldık ve almaya devam edeceğiz.” dedi. Kılıç, “Hiç kimsenin gücü milletimizin terörle mücadelesini engelleyemez.” ifadelerini kullanıp, güvenlik güçlerine teşekkür etti.

Suat Kılıç konuşmasının devamında Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bu meclis gazi meclis değildir.” sözlerine sert tepki göstererek “Türkiye Büyük Millet Meclisi gazi meclistir. CHP’nin savrulduğu yolu üzüntüyle takip ediyoruz.” dedi.

‘Yeni Anayasa gelmelidir’

Kılıç konuşmasında yeni anayasa tartışmalarına da değinerek, “Türkiye darbeci anayasadan kurtulmalıdır. Onun yerini sivil, özgürlükçü, hak ve adaleti temel alan bir Anayasa almalıdır.” ifadelerini kullandı.

Yeni Anayasa’nın bir gündem değiştirme çabası olmadığının altını çizen Suat Kılıç, “Yeni Anayasa gelmelidir ve külliyen her şeyi değiştirmelidir.” diye konuştu.

LGBT sorusuna cevap verdi!

Gazetecilerin LGBT hakları sorusu üzerine açıklama yapan Suat Kılıç, şu cevabı verdi:

Yeniden Refah Partisi, bu meseleye siyasi ve toplumsal düzeyde ilk ve en net tepki veren bir siyasi platformdur. Ailenin korunması açısından bu meseleyi önceliklendirmemiz gerektiğini vurguladık. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni LGBT dernekleriyle ilgili konularda toplumun beklentilerini ve cumhurbaşkanımızın seçim öncesi toplumsal bir sözleşme veya taahhüt olarak kabul edilebilecek öneri ve yaklaşımlarını hayata geçirmeye çağırıyoruz. Bu konuların iktidarın farkında olduğunu, gündemlerinde olduğunu ve harekete geçmeye hazır olduklarını biliyoruz. Bu meselelerin Türkiye’nin dikkatini fazlasıyla hak ettiğine inanıyoruz.