Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin Haftalık Olağan MYK Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, “2028 yılında yapılacak bir seçim için bugünden ittifak açıklaması yapmak mümkün değil ama Yeniden Refah Partisi olarak, Cumhur İttifakı ve CHP’nin başını çektiği ittifaklar karşısında bir üçüncü yolu, bir yeni alternatifi topluma sunabilmek adına siyasi partilerle görüşmelerimize devam ediyoruz. Dirsek temaslarımız devam ediyor. Deyim yerindeyse istikşafı görüşmelere devam ediliyor. Olası bir seçimde Yeniden Refah Partisinin de olduğu bir üçüncü yol ittifakı Türkiye için alternatif olacaktır diye düşünüyorum.” dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, Genel Başkan Dr. Fatih Erbakan başkanlığında gerçekleştirilen MYK toplantısının ardından gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Trump’ın Nobel’e aday gösterilmesine tepki
Kılıç şunları kaydetti:
“Bölgemiz ateş çemberinde. İsrail-İran ateşkes sürecini takip ediyoruz. Çelişkili durumlar yaşanıyor. Dikkatler dağıtılıyor. Ağır bombardıman uçakları ve sayısı belirsiz füzelerle amacına ulaşıp, işledikleri savaş suçlarının üzerini hızla kapatıyorlar. İşte görüyorsunuz; savaş baronu Trump, barış elçisi oldu. Narsist kişilik bozukluğu ile malul Bay Başkan, Nobel Barış Ödülü için hevesli. Amerikan uçaklarının İran’ı bombaladığı gecenin sabahında “savaşı ben bitirdim” diyecek kadar da yüzsüz. Ve bu yüzsüz savaş baronunu Nobel Barış Ödülü’ne aday gösteren ülke, maalesef, dost ve kardeş ülkemiz Pakistan. Pakistan’ın kronik sorunu da biliyorsunuz Hindistan. Gazze’de oluk gibi kan akıyor. Bombalarla, silahlarla ölmeyen çocuklar, açlıktan kırılıyor. Bu ölüm ve cinayetlerin azmettiricisi, İsrail’in ölüm kusan silahlarının tedarikçisi Trump Nobel’e aday. Tehditkâr silah tüccarı, küstah emlakçı Trump’ın barış ödülü alması Nobel’in de inkârı ve iflâsı olur.
“Gazze’de Trump destekli işgal ve soykırım devam ediyor”
Gazze’de yaşanan katliamın devam ettiğini hatırlatan Kılıç, “İsrail-İran Savaşı’nı kim başlattı, nasıl başlattı; belirsiz. Kim bitirdi, nasıl bitirdi, o da belirsiz. Diplomasi kazandı diyorlar. Diplomasi neyi kazandı? Ortada terör devleti İsrail’den başka kazanan yok. Ortadoğu’da İsrail için tehdit veya tehlike oluşturan ne varsa kolu kanadı kırılıyor. Ama kazanan diplomasi oluyor. Oysa diplomasinin de Birleşmiş Milletler’in de iflas ettiği bir dönemden geçiyoruz. İsrail, bir terör devletidir. İsrail kabinesi, eli kanlı bir cinayet şebekesidir. ABD’nin karanlık bir geçmişe sahip olan başkanı, bu cinayet şebekesinin elinde esirdir. Trump, bugün için ABD’nin sahip olduğu imkan ve kabiliyetleri İsrail’in emrine amade kıldı. Yarın bir tehdit daha alırsa, İsrail’in çıkarları için NATO’yu bile sahaya sürmeye kalkabilir. Türkiye, kurucu ortağı olduğumuz NATO’nun, İsrail’in çıkarları ve güvenliği için kullanılmasına bedeli ne olursa olsun engel olmalıdır. Bir yandan İran bombalanıyor. Öte yandan Dünya sözde ateşkesle oyalanıyor. Bu arada yalnızlığa terkedilen Gazze unutturuluyor. Gazze unutulmasın… Gazze unutulmasın, unutturulmasın diyoruz ama, maalesef unutuldu, unutturuldu. İsrail-İran savaşının sürdüğü 12 gün boyunca iki taraftan ölenlerin sayısı 800. Aynı sürede Gazze’de öldürülenlerin sayısı 850. Karşılıklı binlerce füze fırlatıldı, uçaklardan bombalar atıldı. Buna rağmen, savaşın sürdüğü 12 gün boyunca, Gazze’de ölenler, İsrail-İran savaşında ölenlerden daha fazla. Çünkü savaşın büyüğü hâlâ Gazze’de yaşanıyor. Gazze’de Trump destekli işgal ve soykırım devam ediyor.” diye konuştu.
“Temmuz ayı emekliye, asgari ücretliye ara zam vermeden geçiştirilemez”
Bölgeden yaşanan savaşın etkilerinin dar gelirli vatandaşları daha zora sokacağını kaydeden Kılıç, için iktidara ara zam çağrısında bulundu:
“Gazze unutulmasın diyoruz, emekliler de unutulmasın. Emeklilik sürelerinde adalet bekleyen EYT mağdurlarının kademeli emeklilik beklentisi de unutulmasın. Devlete güvenmenin bedelini, adaletsizliğe maruz kalarak ödeyen staj ve çıraklık mağdurları da unutulmasın. Bir yıllık evliliğe bir ömür boyu nafaka ödemek zorunda bırakılan süresiz nafaka mağdurları da unutulmasın. Nadir görülen hastalıklara maruz kalan çocukları için, sokaklarda süren yardım kampanyalarıyla evlatlarını yaşatmaya çalışan mağdur aileler de unutulmasın. Uyuşturucu maddelerin pençesinde kıvranan gençlerimiz ve çaresiz durumdaki aileleri de unutulmasın. Ve tabii asgari ücretlilerimiz de unutulmasın. Bölgesel savaşlar nedeniyle akaryakıt fiyatları artıyor. Bu durum enflasyonu da azdırıyor. Hayat her geçen gün daha daha da pahalılaşıyor. Çarşı pazarda fileyi doldurmak her geçen gün zorlaşıyor. Yüksek faizlerin maliyeti dar gelirlinin, asgari ücretlinin sırtına yükleniyor. Baş edilemeyen enflasyonun ağır maliyeti emekliye yükleniyor. Şimdi, savaşın yükü de dar gelirliye yüklenecek. Bu terazi bu sıkleti çekmez. Asgari ücretlilerimiz, emeklilerimiz bu yükü üstlenemez. Temmuz ayı emekliye, asgari ücretliye ara zam vermeden geçiştirilemez. Kabineye bir kere daha sesleniyoruz: İsrafı azaltın, tasarrufu artırın, emekliyi, asgari ücretliyi yokluğa mahküm bırakmayın. İklim Kanunu için gösterdiğiniz hassasiyeti maaş artışlarından sakınmayın.”
“İklim Kanunu konusundaki endişeler giderilememiştir”
Bu arada… Dün gece ansızın İklim Kanunu Meclis’e geri döndü. Ne oldu? Niye çekmiştiniz, niye geri getirdiniz? Bu sürede ne değişti? Amerika’nın çekildiği, Rusya ve Çin’in hiç girmediği, Hindistan’ın 2070 yılına ötelediği Paris İklim Sözleşmesi’ne biz ne diye bu kadar hevesliyiz? Çin, Hindistan, Rusya ve Amerika. Dünyayı en çok kirleten 4 ülke. Onlar kirletecek biz mi temizleyeceğiz? Onlar üretecek biz mi tüketeceğiz? Onlar kazanacak, bedelini biz mi ödeyeceğiz? Bu kanun konusundaki endişeler giderilememiştir. Bu haliyle bu tasarı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden tekrar geri çekilmelidir.”
“Üçüncü bir ittifak için partilerle görüşmelerimiz sürüyor”
Bir gazetecinin olası Muhalefetin gündeme getirdiği olası bir erken seçimde ittifak yapmayı düşünür müsünğz sorusuna Kılıç, “Türkiye seçim sürecine girmiş değil. 2023’te yapılan milletvekilleri ve cumhurbaşkanlığı seçiminin sonraki olağan tarihi 2028 yılı. Olabilecek en erken seçim de 2027 olarak değerlendiriyoruz. 2028 yılında yapılacak bir seçim için bugünden ittifak açıklaması yapmak mümkün değil ama Yeniden Refah Partisi olarak, Cumhur İttifakı ve CHP’nin başını çektiği ittifaklar karşısında bir üçüncü yolu, bir yeni alternatifi topluma sunabilmek adına siyasi partilerle görüşmelerimize devam ediyoruz. Dirsek temaslarımız devam ediyor. Deyim yerindeyse istikşafı görüşmelere devam ediliyor. Olası bir seçimde Yeniden Refah Partisinin de olduğu bir üçüncü yol ittifakı Türkiye için alternatif olacaktır diye düşünüyorum” yanıtını verdi.
“CHP ile ilgili bir kayyum kararı alınmamalıdır”
CHP’ye kayyum atanır mı sorusuna ise Kılıç, “Belediyelere kayyum atandı sıra partilere mi geldi sorusunu sorma gereği duyuyorum. Doğrusu Türkiye’de herhangi bir partiye kayyum atanmasını doğru bulmuyorum. Tabi bu siyasi bir karar olmayacak hukuki bir karar olacak ama maalesef hukukun verdiği kararların siyasetin etkisine çok açık olduğunun farkındayız. Verilecek karar bir mahkemeden bile çıksa kararın siyasetin arka odalarında alındığına ilişkin kuşkular giderilemeyecektir. CHP ile ilgili bir kayyum kararı alınmamalıdır. Ama ‘Ağacın kurdu kendi içinden’ derler atalarımız. CHP bugün bir güç kaybına uğruyorsa veya kurultayı ile bu kadar tartışmalar ayyuka çıkıyorsa zaten biliyoruz ki şikayetleri yapanlar CHP’li, mahkemelerde ifade verenler CHP’li bütün bunlara payende olan da CHP’nin eski genel başkanı. Eski genel başkanın yeni genel başkanla olan mücadelesi mahkeme kapılarına dayanacak olursa Anadolu’da bir söz vardır, ‘Kavgalı eve kız vermezler’. Partiyi yönetirken bile uzlaşamayanların ülke yönetiminde bir uzlaşı zeminini toplumun önüne getirebilmeleri mümkün değildir. CHP geçmiş ve yeni yöneticilerine sahip çıkmalı bu konuda yeknesak davranabilmeli. Öte yandan yargı siyasetin etkisine açık bir karar almamalıdır” ifadelerini kullandı.
“Kobani ismi başka yerlere çekilecektir”
Diyarbekirspor’un adını Kobanispor değiştirmesini de değerlendiren Kılıç, “Diyarbakır ve Amedspor’a destek vermiş bir bakan olarak Türkiye sınırları içerisinde yer alan isimler almaları daha doğru diye düşünüyorum. Kobani ismi başka yerlere çekilecektir. TFF’nin bu konuda vereceği kararı da önemsiyorum. Kobani Türkiye’de bulunan bir yerleşim yeri değildir. İller, ilçeler adına kulüpler vardır ama Kobani adının alınması da bana pek doğru gelmemektedir” diye konuştu.