Mahmut Yıldırım yaşıyor mu? “Suriye’deyim, karaciğer nakli oldum”

90’lı yılların faili meçhul cinayetleriyle anılan ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ın yaşadığı iddia edildi. Gazeteci Saygı Öztürk, kendisini arayan kişinin “Ben Yeşil” dediğini; Suriye’de yaşadığını ve geçmişte Konya’da yakalanmasına rağmen “yukarıdan gelen emirle” serbest bırakıldığını anlattığını yazdı.

Türkiye’nin yakın tarihindeki en karanlık dönemlerden biri olan 90’lı yılların sembol ismi “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım hakkında gündemi sarsacak bir iddia ortaya atıldı. Gazeteci Saygı Öztürk, 9 Aralık 2025 tarihinde kendisini arayan bir kişinin “Ben Yeşil” diyerek çarpıcı açıklamalarda bulunduğunu köşesine taşıdı.

“Suriye’deyim, karaciğer nakli oldum”

Öztürk’ün aktardığına göre; kendisini Mahmut Yıldırım olarak tanıtan şahıs, uzun süre Azerbaycan’da kaldığını, şu an ise Suriye sınırında “güvendiği bir ülkücü dostunun” yanında olduğunu belirtti. 1953 doğumlu olduğunu ve sağlık sorunları yaşadığını belirten şahıs, sahte bir isimle karaciğer nakli olduğunu iddia etti.

Skandal iddia: “Konya’da yakalandım, serbest bırakıldım”

Görüşmedeki en vahim iddia ise devletin güvenlik zafiyetine ve hukuk dışı uygulamalarına işaret etti. Telefondaki kişi, eski görünümünden eser kalmadığını düşünerek Türkiye’ye geldiğini, ancak Konya’da güvenlik güçlerince yakalandığını öne sürdü. Şahıs, “Kendilerine verilen emir üzerine serbest bırakıldım” diyerek, devlet içinde kendisini koruyan bir mekanizmanın varlığını ima etti.

“Hizbullah devlet tarafından desteklendi”

Güneydoğu’daki karanlık olaylara ilişkin de konuşan şahıs, o dönem PKK ile mücadele kapsamında Hizbullah örgütünün devlet tarafından desteklendiğini ve PKK’ya karşı kullanıldığını öne sürdü. Ayrıca Binbaşı Cem Ersever’i öldürdüğü iddialarını reddederek, bunu “Köroğlu efsanesi” olarak nitelendirdi.

Öcalan suikastı ve ihanet suçlaması

Telefondaki kişi, Abdullah Öcalan’a yönelik Şam’da planlanan bombalı araç suikastının içinde olduğunu ancak “ihanet” nedeniyle başarısız olduklarını savundu.

Saygı Öztürk, arayan kişinin Mahmut Yıldırım olup olmadığına dair kesin bir kanaat belirtmezken; şahsın verdiği detayların, doğum tarihinin ve oğlunun ismini bilmesinin dikkat çekici olduğunu vurguladı. Bu görüşme, “Yeşil yaşıyor mu?” sorusunu ve devlet içindeki derin yapıların akıbetini yeniden tartışmaya açtı.