Sanat, bazen bir şarkının melodisinde, bazen bir şiirin satırında, bazen de derin bir sohbetin arasında kendini gösterir. Cumhur Çiğci de tam böyle bir sanatçı. Hem şair, hem yazar, hem de besteci. Onu dinlerken ya da okurken aslında bir dostun içten cümleleriyle karşılaşıyorsunuz. Hayatından süzülen duyguları, aşkı, kırgınlıkları ve umutları satırlara ve notalara döküyor.
Çiğci, bize hem sanat yolculuğunu hem de hayatın içinden samimi anılarını anlattı. İlk bestelerinden yeni projelerine, ilham aldığı isimlerden en özel hislerine kadar keyifli ve içten bir sohbet gerçekleştirdik.
Abdussamed Tosun: İlk bestelediğiniz şarkıyı hatırlıyor musunuz? Nasıl bir hikâyesi vardı?
Cumhur Çiğci: Sözlerini derin duygularla yazdığım “İhtilal” şarkım.. İlk göz ağrım olan şarkım “İhtilal”. Şarkının müziği Bahtiyar Özdemir’e ait. Sözlerini derin duygularla kaleme aldım. Aslında gençlik yıllarımın isyanını, içimdeki çığlığı yansıtan bir eserdi. Hayata, aşka ve insana dair birçok sorgulamamın notalara dönmüş hâli diyebilirim. Benim için sadece bir şarkı değil, aynı zamanda bir dönüm noktasıydı.
Abdussamed Tosun: Yakın zamanda dinleyicilerle buluşturmayı planladığınız yeni eserler var mı?
Cumhur Çiğci: Evet, var. Sözleri bana, müziği ise değerli dostum İsmet Taşçeşme’ye ait birçok şarkımız hazır. Bu eserlerimiz farklı sanatçılar tarafından ilgi görüyor ve bu da bizi sürekli üretmeye teşvik ediyor. Daha önce Türkiye’nin güçlü seslerinden Haktan’a üç şarkı vermiştik. Şimdi ise “Vazgeç Gönül” isimli yeni şarkımız nasip oldu, sonbaharda müzikseverlerle buluşacak. Ayrıca yeni çıkacak sanatçı dostlarımızın ilk single çalışmalarında da imzamız olacak. Yani önümüzdeki süreçte dinleyiciler bolca Cumhur Çiğci eserleriyle karşılaşacak.
Geçmişten bugüne müzik, duyguların dili oldu
Abdussamed Tosun: Bir şarkının “tamam” olduğuna nasıl karar veriyorsunuz?
Cumhur Çiğci: Ben şarkı yazmak için oturup “hadi bir şarkı yazayım” diyen bir insan değilim. İlham ansızın gelir; bazen kulağıma fısıldar, “hazır mısın?” der. O an bir köşeye çekilip içimde biriktirdiklerimi kâğıda dökerim. Yazdığım sözleri okuduğumda “bundan adam olur” diyorsam işin ilk kısmı tamamlanır. Ardından sözü, ruhunu çok iyi tanıdığım İsmet Taşçeşme’ye emanet ederim. Onun melodisiyle birleştiğinde içime “tamamdır” duygusu oturur. İşte o zaman eser doğmuş olur.
Abdussamed Tosun: En çok hangi duygular sizi şarkı yazmaya itiyor?
Cumhur Çiğci: Aslında tamamen hayatın içindeki ruh hâlime bağlı. Bazen duygusal, bazen aşk dolu, bazen agresif, bazen eğlenceli, bazen de dingin bir Cumhur olabiliyorum. İlham hangi ruh hâlime denk gelirse o gün o şiir ya da şarkı ortaya çıkıyor. Yani eserlerim ruhumun günlüğü gibi.
Abdussamed Tosun: Bugüne kadar yazdığınız eserler arasında sizi en çok etkileyen hangisi oldu?
Cumhur Çiğci: Tüm şarkılarım benim için birer çocuk gibi. Ama gözlerim dolarak yazdığım iki eser var: Haktan Canevine verdiğim “Dön Gel” ve Nigar Yıldırım’ın seslendirdiği “Çok Ararsın”. Her ikisi de kalbimde derin izler bıraktı. Dinlediğimde hâlâ içim titriyor.
Abdussamed Tosun: Aşk, eserlerinize nasıl yansıyor?
Cumhur Çiğci: Aşk olmadan şiir de olmaz, şarkı da. Aşkın her hâlini seviyorum. Bazen bir şiirde ayrılığı yaşıyorsun, bazen bir şarkıda kavuşmayı. Aşk, sanatın en saf ilhamı.
Abdussamed Tosun: Yazmak mı, susmak mı sizi daha çok anlatır? Peki hiç yazıp yabancılaştığınız bir şarkınız oldu mu?
Cumhur Çiğci: Çoğu zaman yazmak beni daha iyi anlatıyor. İçimdeki her şeyi beyaz kâğıtla paylaşmak bana iyi geliyor. Çok sevdiğim yazar Cezmi Ersöz’ün dediği gibi: “Kendi kendine konuşmaktır aşk.”
Ama evet, şarkıya yabancılaşma meselesini çok yaşadım. Mutluyken “ya bir gün ayrılırsak” diye yazdığım şarkılar oldu. Gün geldi, gerçekten ayrıldım ve o şarkı birebir benim hikâyeme dönüştü. Şarkı kaldı, sevgili gitti. En çok da şarkıyı yazdığım kişinin, yeni sevgilisine o şarkıyı armağan etme ihtimali beni ürkütüyor.
Abdussamed Tosun: Hayatınızda sizi en çok etkileyen olay ve kırılma anı neydi?
Cumhur Çiğci: Annemin kaybı… O acıyla birlikte özlemi, çaresizliği derinden hissettim. Ondan sonra hayata daha duygusal bakmaya başladım. Paranın, malın, mülkün aslında hiçbir önemi olmadığını; asıl değerin sağlık, aile ve dostluk olduğunu anladım. Annemin bana ettiği duaların kabul oluşunu hissettiğim anlar kırılma noktam oldu. Ona bir şarkı yazmak istiyorum ama her defasında gözyaşlarım kâğıda dökülüyor. Günün birinde hem anneme hem de tüm annelere armağan edeceğim bir şarkı yazmayı diliyorum.
İlhamım bazen bir söz, bazen bir bakış
Abdussamed Tosun: Size ilham veren sanatçılar ve şairler kimler?
Cumhur Çiğci: Çocukluğumdan bu yana Sezen Aksu ve Yıldız Tilbe’nin şarkılarıyla büyüdüm. Onların şarkıları duygularımıza tercüman oldu. Şairlerden ise Cezmi Ersöz çok özel bir yere sahip. Ayrıca Nazım Hikmet ve Özdemir Asaf da beni derinden etkileyen isimlerdir.
Abdussamed Tosun: “Bu benim hikâyem” dedirten bir eseriniz oldu mu?
Cumhur Çiğci: Şarkılarımın tamamı gerçek hikâyelerden doğduğu için aslında hepsi benim hikâyem. Ama günümüzde aşkların çok hızlı tüketilmesi, ilişkilerin ticari bir hâl alması beni üzüyor. Bu yüzden ben daha çok kendi dünyamı yazıyorum. Eski saf, temiz aşkları özlüyorum.
Abdussamed Tosun: Geçmişinizden tekrar yaşamak istediğiniz bir an var mı?
Cumhur Çiğci: Evet.. Annemle karşılıklı çay içmeyi çok özlüyorum. O basit görünen ama en değerli anlardan biriydi.
Abdussamed Tosun: Bursa sizin için nasıl bir şehir? İlham kaynağı mı, yoksa sadece bir yaşam alanı mı?
Cumhur Çiğci: Bursa doğduğum, büyüdüğüm ve yaşlılığımı da geçirmek istediğim şehir. Elbette çok seviyorum ama Bursa, şairlerine ve sanatçılarına gerektiği kadar sahip çıkmıyor. Biz aldığımız ödüllerle, eserlerimizle bu şehri temsil ediyoruz ama yeterince değer gördüğümüzü söyleyemem. Yine de Bursa benim için çok kıymetli; içinde anılarım, şarkılarım ve sevdiklerim var.
Abdussamed Tosun: Her insanın kalbinde bir “sızı köşesi” vardır. Sizin yazılarınız ve şarkılarınız o köşeyi iyileştiriyor mu, yoksa büyütüyor mu?
Cumhur Çiğci: Keşkeler bitmez. “Keşke bitmeseydi, keşke olsaydı, keşke affetseydim…” İnsan hep en zayıf noktasından sınanıyor. Benim de çok keşkem var. Ama önemli olan, keşkelerle yaşarken kimsenin kalbini kırmamak. Çünkü ilahi adalet mutlaka tecelli ediyor. Ben de kalbimle sınandım ama inanıyorum ki hayatıma giren herkes beni güzel keşkelerle hatırlayacak. İyi insan olmak, insanın en değerli süsü.
Abdussamed Tosun: Yeni çıkacak kitabınızdan biraz bahseder misiniz?
Cumhur Çiğci: İlk şiir kitabım Kimsesiz Kimseye Sevdalı Kimse ve ardından yayımlanan Vişne Çürüğü romanım oldukça ilgi gördü. Bu da yeni kitabım için beklentiyi yükseltti. Okuyucularımı bu defa derin ve marjinal bir aşk hikâyesi bekliyor. Egoistlik gibi algılanmasın ama inanıyorum ki bu kitap film olacak nitelikte. İsmini şimdilik sır olarak saklıyorum. Kış ya da baharda raflarda olacak.
Abdussamed Tosun: Son olarak, bugüne kadar kimsenin size sormadığı ama sizin hep cevaplamayı beklediğiniz bir soru var mıydı?
Cumhur Çiğci: Çok röportaj yaptım, birçok programa katıldım. Ama bu röportaj farklıydı. Yıllardır kenarda kalmış soruları bana sordunuz. Bu da sizin gazetecilik kalitenizi gösteriyor. Daha yüz yüze gelmeden hayatımı bu kadar iyi anlamanız beni çok etkiledi. Milli Nizam ekibine teşekkür ediyorum.