Müziğin dijitalleşme ve ticarileşme baskısı altında şekillendiği günümüzde sanatçı Gökhan Akar, sektöre dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Gazeteci Abdussamed Tosun’un sorularını yanıtlayan Akar, müziğin giderek sanatsal bir üretim olmaktan uzaklaştığını, hızlı tüketilen bir ürüne dönüştürüldüğünü söyledi.
Türkiye’de müzik üretiminin büyük ölçüde ticari kaygılarla yapıldığını belirten Akar, yapımcıların ve sektörün yönlendirmesiyle ortaya çıkan işlerin topluma bir şey katmadığını savundu. Sanatın özünde bir derdi, bir anlatısı olması gerektiğini vurgulayan Akar, yalnızca para kazanma hedefiyle yapılan üretimlerin müziği ruhsuzlaştırdığını ifade etti. Geçmiş dönemlerle günümüz müziğini karşılaştıran Akar, bazı şarkıların aradan yıllar geçmesine rağmen dinlenmeye devam etmesinin tesadüf olmadığını belirtti. Özellikle 1980’ler ve 1990’lar Türkçe pop müziğine işaret eden Akar, o dönemde üretilen eserlerin hâlâ ilgi görmesini “samimiyet, özgünlük ve duygu” ile açıkladı. Günümüzde ise birçok çalışmanın benzer kalıplarla, “kopyala yapıştır” anlayışıyla üretildiğini dile getirdi.
Algoritmalar sanatı değil, rakamları öne çıkarıyor!
Dijital müzik platformlarının müziğe erişilebilir kıldığını kolaylaştırdığını ancak aynı zamanda hızla tüketilebilen bir ürüne dönüştürdüğünü ve manipüle ettiğini belirten Akar, “Algoritmaların sanatsal kaliteye değil tıklanma ve izlenme sayılarını esas aldığını dile getirdi. Bu durumun nitelikli müziği ve iyi sanatçıları geri plana ittiğini niteliksiz ve günü birlik ünlüler kalitesiz işleri topluma dayattığını söyleyen sanatçı iyi şarkılar ve iyi sanatçılar toplumun gönlünde asla kaybolmaz ancak gündelik hayatta görünmez hale getiriliyor ve toplumun gündemi kalitesiz yanlış yönlendirici işlerle meşgul edilip dolduruluyor ve hafızalar kirletiliyor ancak kalplerde yine Aşık Veysel, Neşet Ertaş, Barış Manço ve Kayahan kalıyor. Bu sanatçılar bu duruma en büyük örnektir” dedi.