Bir Ailenin Sonu Doktor, Cezaevinde Hayata Veda Etti

Bir Ailenin Sonu Doktor, Cezaevinde Hayata Veda Etti
Yayınlama: 02.12.2025
A+
A-

12 Eylül 2025 gecesi, Serdar Kıyak’ın kullandığı otomobil, Samsun’un Bafra ilçesinde, Altınkaya Barajı yolundan Kızılırmak Nehri’ne uçmuştu. Araçta eşi Gülşah Karaman Kıyak (34) ile oğlu basına göre 1-3 yaşlarında olduğu iddia edilen çocuk bulunuyordu. Ne yazık ki anne ve oğul olay yerinde hayatını kaybetti. Serdar Kıyak ise araçtan atlayarak yaralı şekilde kurtulmuştu.

“Kaza” Söylentisi Yerini Şüpheye Bıraktı

İlk başta “kaza” gözüyle bakılan bu ölüm vakası, soruşturmanın derinleşmesiyle bambaşka bir boyut kazandı. Savcılık ve jandarma ekiplerinin incelemesinde; araçta fren izi olmaması, sürücünün olay sonrası yardım çağrısı yapmaması, cep telefonu ve cüzdanının yanında bulunması gibi bulgular öne çıktı. Ayrıca, anne Gülşah’ın yakınlarına gönderdiği mesajlarda “Eşim bana zarar verebilir, tehdit ediyor” şeklinde ifadeler yer aldığı, evlilik içinde şiddet ve tehdit iddialarının olduğu belirlendi.

Tüm bu deliller, kaza değil “kasten öldürme” suçlamasıyla yürütülen bir soruşturmanın kapısını araladı. 16 Eylül 2025’te, hakimlik Serdar Kıyak hakkında “Eşe karşı tasarlayarak kasten öldürme” ve “Savunmasız altsoya karşı tasarlayarak kasten öldürme” suçlarından tutuklama kararı verdi.

Yargılama Süreci, Cezaevi ve Beklenmedik Son

Tutuklanan Kıyak, önce Bafra Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Ne var ki orada iddiaya göre kendini iple asarak intihar teşebbüsünde bulundu. Koruma memurlarının müdahalesiyle kurtarıldı; bazı sağlık kontrollerinin ardından Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edildi.

Ancak 1 Aralık 2025 gecesi, cezaevinde kaldığı hücrede, havalandırma penceresinin korkuluklarına çöp poşetiyle asılı bulunduğu, infaz koruma memurlarının müdahalesine rağmen kurtarılamadığı açıklandı. Semt polikliniğinde tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Böylelikle, mahkemeden önce cezaevinde hayatına son vermiş oldu.

Geride Kalan: Aile, Hukuk ve Toplum Açısından Yansıyan Sorular

Bu korkunç olay eşi ve küçük oğlunu bir anda kaybeden aile zaten derin bir trajediydi. Ancak zanlının tutuklu olduğu cezaevinde intihar etmesi, davanın “adli süreç” değil, “suskunluk” ile kapanma ihtimalini beraberinde getirdi. Mağdur aile, adaletin önünde duracak mı? Katil yargı masasında değilse sorular, hesabı kim verecek?

Cezaevlerinde gözetim, psikolojik destek ve koruma mekanizmaları yetersiz miydi? Hangi ihmaller bu sonu hazırladı?

Bu olay, “kaza süsü verilmiş aile içi cinayetler” gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Daha kaç olay gizli kalıyor?

Neden Bu Olay, Hepimiz İçin Önemli?

Çünkü bu, yalnızca bir ailenin dramı değil toplumsal bir yara. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet, aile içi baskı, adaletin işleyişi, cezaevlerinde gözetim ve rehabilitasyon gibi halkı doğrudan ilgilendiren meseleleri birlikte gündeme getiriyor.

Ve unutulmamalı: Sessizliğe gömülen adalet, hiçbir yarayı sarmaz.

 

Haber: Talat TOSUN / SAMSUN

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.