Fatih Erbakan’dan kritik ‘Terörsüz Türkiye’ uyarısı: ‘Sadece PKK’nın silah bırakması yetmez…’

Fatih Erbakan’dan kritik ‘Terörsüz Türkiye’ uyarısı:  ‘Sadece PKK’nın silah bırakması yetmez…’
Yayınlama: 22.12.2025
A+
A-

Yeniden Refah Partisi lideri Dr. Fatih Erbakan, Tokat’ta yaptığı açıklamada Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin kritik açıklamalarda bulundu.

Kendilerine DEM Parti’nin İmralı Heyeti tarafından herhangi bir görüşme talebi iletilmediği kaydeden Erbakan, “Sadece PKK’nın silah bırakması yetmez. PYD-YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu SDG’nin de Suriye ordusuna entegre edilmesi ve ayrı bir silahlı güç olarak varlığını sürdürmemesi gerekir” uyarısında bulundu.

 

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Anadolu Buluşmaları kapsamında geldiği Tokat’ta düzenlenen basın toplantısında 2026 yılı bütçesinde faiz, borçlanma ve vergi politikalarını eleştirdi.

Basın mensuplarına hitap eden Erbakan, konuşmasının başında 2026 yılı bütçesini eleştirerek, “Bu bütçede maalesef yine israf vardır, yine kamu kaynaklarının faize harcanması vardır. Yine tek gelir kaynağı vergi olan bir bütçe vardır. Yine borçlanma vardır, vergi artışları vardır, bütçe açığı vardır ve yine imtiyazlılara sağlanan ayrıcalıklar vardır” dedi.

“Faiz ödemeleri bütçeden daha hızlı artıyor”

Dün Meclis’te kabul edilen 2026 yılı bütçesinde faiz giderlerine dikkat çeken Erbakan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“2026 yılında ödenecek 2,74 trilyon liralık faiz, yaklaşık 60 milyar dolara tekabül etmektedir. Bir önceki yıla göre bütçe toplamı yüzde 28,4 oranında artırılırken, faiz ödemeleri yüzde 41 oranında artmıştır. Bu tablo, faiz ödemelerinin yıldan yıla artarak devam ettiğinin açık bir ispatıdır.”

‘Faize verilen parayla 750 bin konut yapılabilirdi’

Faize ayrılan kaynağın farklı alanlarda kullanılabileceğini vurgulayan Erbakan, “Faize verilecek bu parayla Türkiye genelinde 750 bin adet 3+1 konut yapılabilir, neredeyse bir yıllık konut ihtiyacı vatandaştan ücret almadan karşılanabilirdi. İstanbul’da ise 500 bin konut yapılarak kentsel dönüşüm ihtiyacının üçte biri çözülebilirdi” ifadelerini kullandı.

“Faize giden paranın yüzde 5’i tüm SMA hastalarına yeter”

Erbakan, faiz giderlerinin sosyal alanlardaki karşılığını örneklerle anlatarak, “Faize harcanan paranın sadece yüzde 5’i ile ülkemizdeki yaklaşık 3 bin SMA hastasının tamamının tedavisi karşılanabilirdi. Faize verdiğiniz parayla tek seferde 215 bin öğretmen atayıp, 20 yıl boyunca maaşlarını ödeyebilirdiniz” diye konuştu.

Emekliler ve asgari ücretlilere ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Erbakan, “Faize ödediğiniz paranın sadece yüzde 7’si ile en düşük emekli aylığını alan 3 milyon emeklinin maaşını asgari ücret seviyesine çıkarabilirdiniz. Yüzde 22’si ile 2,5 milyon memur emeklisine 20 bin lira seyyanen zam verilebilirdi” dedi.

“Borç ve faiz ekonomisi tam gaz devam ediyor”

Bütçe açığının borçlanma yoluyla kapatılacağını ifade eden Erbakan, “2026 bütçesi yine açık veriyor ve 2,72 trilyon liralık bu açığın tamamının iç ve dış borçlanmayla kapatılacağı açıkça ifade ediliyor. Yani ödenecek faiz kadar yeni borçlanma yapılacak. Borç ve faiz ekonomisi tam gaz devam edecek” şeklinde konuştu.

 

“2026 bütçesinde İmtiyazlılara 2,4 trilyon liralık vergi muafiyeti var”

Vergi muafiyetlerine ilişkin rakamları paylaşan Erbakan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dar gelirliye vergi zammı, cezası, yeni vergiler; imtiyazlılara ise vergi affı, vergi indirimi, vergi muafiyeti uygulanıyor. Bu sene 1,57 trilyon lira gelir vergisi, 794 milyar lira da kurumlar vergisi alınmayacak. Yani toplamda 2,4 trilyon liralık gelir ve kurumlar vergisinden vazgeçiliyor. Bu tutarın yaklaşık 1 trilyon liralık kısmı ise iki elin parmaklarını geçmeyen holdinglere kıyak olarak veriliyor.”

Kamu-özel iş birliği projelerine de değinen Erbakan, “Şehir hastaneleri, köprüler ve otoyollar için bu yıl bütçeden 238 milyar lira ödeme yapılacak. Sayın Cumhurbaşkanı ‘cebimizden tek kuruş çıkmayacak’ demişti. Ancak cebinden tek kuruş çıkmayan devlet ya da millet değil, imtiyazlı holdingler olmuştur” ifadelerini kullandı.

“Tokat’a hızlı tren acilen getirilmelidir”

Konuşmasının son bölümünde Tokat’ın sorunlarına değinen Erbakan, Tokat’ın tarım ve hayvancılık açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, “Kelkit Ovası, Kazova ve Artova gibi son derece verimli arazilere rağmen yanlış politikalar nedeniyle Tokat son 20 yıldır sürekli göç veren bir il haline gelmiştir” dedi.

Çiftçinin maliyetlerle baş edemediğini vurgulayan Erbakan, “Çiftçi traktörüne mazot alırken yüzde 20 KDV ödüyor, özel yat sahipleri ise sıfır KDV ile yakıt alıyor. Buna itiraz ediyoruz. Marinada varsınız, tarlada yoksunuz” şeklinde konuştu.

Sanayi yatırımlarının yetersizliğine ve kapanan fabrikalara dikkat çeken Erbakan, gençlerin iş bulamadığı için Tokat’tan göç ettiğini söyledi. Turizm potansiyelinin de yeterince değerlendirilemediğini ifade eden Erbakan, Tokat’ı Karadeniz’e bağlayacak Niksar-Akkuş-Ünye yolunun yapılması ve kente hızlı tren hattı getirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

 

“Büyük bir sosyal çöküşle karşı karşıyayız”

 

Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Erbakan, son dönemde artan uyuşturucu operasyonları ve toplumsal olaylara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“Büyük bir değerler erozyonu, büyük bir sosyal çöküşle karşı karşıyayız. Rüşvet alan bürokratlar, yolsuzluk yapan bürokratlar, rüşvet alan yargı personelleri, Yenidoğan Çetesi grubunda yeni doğan bebekleri öldüren doktorlar, huzurevlerinde yaşlılara eziyet eden görevliler, yoğun bakımda hastasına işkence edip bunu videoya çekerek paylaşan hemşireler… Uyuşturucu, ahlaki erozyon, cinsel tacizler, sanal kumar, dolandırıcılık, hırsızlık ve gasp gibi suçlar almış başını gitmiş durumda. Milli Görüş’ün ‘önce ahlak ve maneviyat’ diyerek yola çıkmasının ne kadar hayati olduğunu bugün çok daha net görüyoruz. Merhum Erbakan Hocamız ‘Maddi kalkınma yetmez, manevi kalkınma da gerekir’ diyordu. ‘Dünyanın en iyi cerrahını yetiştirirsiniz ama kalbine ahlak koymazsanız para için adam keser’ diyordu. Bugün bu sözlerin ne kadar doğru olduğunu yaşıyoruz. Mavi vatana, gök vatana sahip çıkacağız ama manevi vatanımızı da elden bırakmayacağız. Çünkü önce ahlak ve maneviyat anlayışı bütün sorunların çözümüdür” ifadelerini kullandı.

 

“Asgari ücret en az 45 ila 47 bin lira seviyesinde olmalı”

Asgari ücretle ilgili bir soruya da yanıt veren Erbakan, yoksulluk sınırına dikkat çekerek şöyle konuştu:

“Yoksulluk sınırı 90 bin liranın üzerine çıkmış durumda. Biz diyoruz ki en az iki asgari ücret bir haneye girdiğinde o hane yoksul olmasın. Bu da asgari ücretin 45 bin lira, 47 bin lira seviyelerinde olması demektir. Açlık sınırı da 30 bin lirayı geçti. Enflasyona ezdirmemek, büyümeden pay vermek istiyorsanız bu rakamlar ortaya çıkıyor. Faize bir senede verdiğimiz parayla bu asgari ücret artışını devlet rahatlıkla karşılayabilir. 22 bin lirayı işveren versin, 22 bin lirayı devlet versin” dedi.

“Çözüm sürecinde atılacak adımlar referandumla millete sorulmalı”

Terörsüz Türkiye sürecinde yaşanan gelişmelere ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Erbakan, DEM Parti tarafından kendilerine herhangi bir ziyaret ya da randevu talebi gelmediğini belirtti.

Bu konuda atılacak adımların mutlaka referanduma götürülmesi gerektiğini vurgulayan Erbakan, “Suça bulaşmamış PKK’lılar affedilsin mi, siyasete dönsünler mi, örgütün yönetici kadrosu ne olacak, bunların tamamı millete sorulmalıdır. Madem millet bu süreci destekliyor deniliyor, o zaman referandumla bu destek tasdik edilmelidir” diye konuştu.

Suriye boyutuna da dikkat çeken Erbakan, “Sadece PKK’nın silah bırakması yetmez. PYD-YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu SDG’nin de Suriye ordusuna entegre edilmesi ve ayrı bir silahlı güç olarak varlığını sürdürmemesi gerekir” ifadelerini kullandı.

“İş kazalarında sorumluluk sadece işverene yüklenemez”

MESEM programı ve genç yaşta yaşanan iş kazalarına ilişkin bir soru üzerine konuşan Erbakan, iş güvenliğinin hayati önemde olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“Türkiye’de iş kazalarında hayatını kaybedenlerin oranı OECD ve Avrupa ülkelerine göre çok yüksek. Burada sadece işverene suçu atarak hükümetin sorumluluktan kurtulması mümkün değildir. Devletin ilgili kurumlarının gerekli denetimleri yapması, caydırıcı cezaları uygulaması şarttır.”

Basın toplantısı sonrası Erbakan ve beraberindeki heyet, Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu’na nezaket ziyarette bulundular.

Kaynak: Haber Merkezi

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.