Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, “Kanal İstanbul Projesine Yeniden Refah Partisi olarak net şekilde karşıyız. İstanbul’un gündemi kanal değil depremdir. Ya kanal ya İstanbul tercihi kullanmak zorundayız. Zira Kanal İstanbul için hazırlanan kaynaklar, deprem dolayısıyla kentsel dönüşüme aktarılmadığı sürece olası bir büyük afette Allah korusun İstanbul’un ne ile karşı karşıya kalınacağı bilinmiyor. İstanbul’un gündemi kanal değil depreme hazırlıktır.” dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin MYK toplantısı sonrasında gerçekleştirdiği basın toplantısında 1 Mayıs’tan asgari ücrete, KKTC’den deprem hazırlıklarına, PKK’dan Kanal İstanbul’a kadar pek çok konuda dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
“1 Mayıs, Asgari Ücretin Açlık Sınırının Altında Kaldığı Bir Bayram…”
“Bugün 1 Mayıs… Emeğin ve emekçinin bayramı. Çalışanlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyoruz. Emekçinin, emeğinin karşılığını aldığı her gün bayramdır. Emeğin, alınterinin karşılığını bulmasını temenni ediyoruz…” sözleriyle konuşmasına başlayan Kılıç, asgari ücretin açlık sınırının altında kalmasını eleştirerek şöyle devam etti:
“1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde 1 aylık asgari ücret 22 bin 104 lira. 4 kişilik bir aile için açlık sınırı Nisan’da 24 bin lira. Asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı bir bayram ne kadar bayramdır. Takdirini çalışanlarımıza bırakıyoruz.”
“Gençler Nasıl Evlensin?”
Kılıç, asgari ücretlinin ekonomik güçsüzlüğünü çarpıcı bir örnekle anlatırken, evlenme çağındaki gençlerin yaşadığı zorluklara da dikkat çekti:
“Asgari ücretli çalışanın 1 gram altın alabilmek için 5,5 günlük ücretini hiç dokunmadan biriktirmesi gerekiyor. 1 gram için 5,5 gün. Ondan sonra soruyorlar gençler neden evlenmiyor? Neden evlensin? Nasıl evlensin? Neyle evlensin? Bugün 1 Mayıs. Emeğin ve emekçinin bayramı. Yoksulluk sınırı Türk-İş Nisan verilerine göre 78 bin 292 lira. Yani yoksulluk sınırını aşmak için bir haneye girmesi gereken para 3,5 asgari ücret. Bugün bayram, bu şartlarda gel de kutla.”
“Bu Hamur Daha Fazla Su Kaldırmaz”
23 Nisan’da yaşanan 6,2 büyüklüğündeki Marmara depremi sonrası İstanbul’un deprem hazırlıkları da gündeme geldi. Kılıç, hazırlıkların yetersiz olduğunu vurgularken şu sözleri sarf etti:
“İstanbul’da 6,2 şiddetinde bir deprem yaşandı. Beklenen büyük İstanbul depremi bu muydu değil miydi bilmek mümkün değil. Bildiğimiz iki şey var. Birincisi, Türkiye fay hatlarının üzerinde. İkincisi, İstanbul depreme hazır değil. Polemiğe lüzum yok. Bu hamur daha fazla su kaldırmaz. Kentsel dönüşümler zamana karşı yarışla hızlandırılmalıdır. İstanbul, yapı sahiplerinin rızasından bağımsız olarak, her en yıkılabilecek durumdaki çürük yapılardan arındırılmalıdır. Her an yıkılabilecek yapıların nerede hangi adreste olduğunu devlet biliyor. Belediyeler biliyor. Muhtarlar da biliyor. Bunların yapı analizleri alınmış, çürük raporları tutulmuş. Bu binalar halen İstanbul’un sokaklarında bekliyor.”
KKTC İçin Net Çağrı: “Yarın Ak Sakallılar İçin KKTC Günüdür!”
Suat Kılıç, konuşmasında Kıbrıs’ta düzenlenecek TEKNOFEST 2025 organizasyonunu olumlu karşıladıklarını ifade ederken, Türk Devletleri Teşkilatı’na da önemli bir çağrıda bulundu:
“Haftalardır Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yalnızlığına dikkat çekiyoruz. Böyle bir dönemde TEKNOFEST 2025’in Lefkoşa Ercan Havaalanı’nda yapılacak olmasını olumlu bir karar olarak değerlendiriyoruz. Bu vesileyle, Kıbrıs’ta toplanacak olan Türk Dünyası Ak Sakallılar Konseyi’ne de bir çağrımız var… Ak Sakallılar, KKTC’nin Türk Devletleri Topluluğu tarafından resmen tanınması yönünde bir tavsiye kararı almalı ve Rum-Yunan cephesinin egemenlik oyunlarını bozmalıdır. Yarın Ak Sakallılar için KKTC günüdür! Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez. KKTC bayrağı bir defa yükselmiştir, bir daha inmeyecektir! Rum kesimini 90’lı yıllarda tanıyan Asya Türk Devletleri’nin KKTC’yi de bugün tanımaları elzem bir durumdur. Türkiye Cumhuriyeti bu konudaki tüm inisiyatifini kullanmalı, ağırlığını ortaya koymalı ve anavatan olarak abiliğini yapmalıdır.”
“Kıbrıs’ta Demografi İsrail Lehinde Bozuluyor!”
İsrail’in KKTC’deki faaliyetlerine karşı da net bir duruş sergileyen Kılıç, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni teşvik etmesi gereken bir adım da, adadaki İsrail firmalarının gayrimenkul faaliyetlerinin durdurulması yönünde olmalıdır. Bildiğiniz gibi İsrail firmaları KKTC’de on binlerce konut üretiyor. İsrail devleti bu konutların alınması için İsrail vatandaşlarına özel koşullarla krediler sağlıyor. Yani Türkiye ve KKTC bugün ortaklaşa bu adımı atmadığı sürece yakın gelecekte Kıbrıs’ın demografisinde denklem İsrail lehine bozulacaktır.”
“PKK Tasfiye Edilirken YPG Egemen Olmasın”
Suat Kılıç, Türkiye’nin terörle mücadelesi ve sınır ötesi gelişmelerle ilgili olarak da şu açıklamalarda bulundu:
“Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin uyarılarımızda haklı çıktığımızı yaşanan gelişmelere teyit ediyor. Türkiye’de PKK terör örgütü tasfiye edilirken, sınırımızda, Suriye’de YPG terör örgütü egemen olmasın dedik. Suriye bölünmesin, parçalanmasın dedik. PKK gibi YPG de tasfiye edilsin, silahlarını teslim etsin dedik. Maalesef gelinen noktada bir kez daha haklı çıktık. Suriye’de federasyon, Türkiye’de umut hakkı talep ediyorlar. Silahla ulaşamadıkları hedeflere sözde müzakerelerle ulaşmak istiyorlar. Suriye’nin parçalanmasıyla sonuçlanacak hiçbir adım çözüm değildir. Var olan sorunu daha da büyütmektir. Devlet, geçmişteki hataları tekrar etmemeli, DEM Parti yetkilileri de uluslararası müzakereci gibi değil sadece Türkiye partisi gibi hareket etmeyi denemelidir. PKK bir terör örgütü olduğu gibi YPG de bir terör örgütüdür.”
“İstanbul’un Gündemi Kanal Değil Depreme Hazırlıktır”
Bir gazetecinin sorusu üzerine ‘Kanal İstanbul’ projesine net şekilde karşı çıktıklarını açıklayan Kılıç, projenin İstanbul’un doğal yapısını tehdit ettiğini savundu:
“İstanbul Türkiye’nin en kalabalık kenti. Dünyanın da en kalabalık kentlerinden biri. Trafikte en fazla zaman harcanan şehir durumunda. İstanbul’un mevcut nüfusunu dahi yönetebilmek imkansızken, İstanbul’un nüfusunu en az yüzde 30 artıracak Kanal İstanbul Projesi son derece yanlış bir projedir. Kanal İstanbul Projesine kesin bir dille karşı çıkıyoruz. İstanbul’un adalaştırılmasını meteorolojik olarak da, yer bilim hareketleri bağlamında da, deniz suyu hareketleri ve akışkanlığı bağlamında da, mülkiyet hakları bağlamında da son derece yanlış bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz. İnsanlığın varoluşundan bu yana İstanbul Avrupa ve Asya’dan oluşan bir yarım adadır. Bu yarım adayı adalaştırmak İstanbul’u yok saymaktır, statüsünü değiştirmektir. Kanal İstanbul Projesine Yeniden Refah Partisi olarak net şekilde karşıyız. İstanbul’un gündemi kanal değil depremdir. Ya kanal ya İstanbul tercihi kullanmak zorundayız. Zira Kanal İstanbul için hazırlanan kaynaklar, deprem dolayısıyla kentsel dönüşüme aktarılmadığı sürece olası bir büyük afette Allah korusun İstanbul’un ne ile karşı karşıya kalınacağı bilinmiyor. İstanbul’un gündemi kanal değil depreme hazırlıktır. Bu konuda herkesin birlikte hareket etmesi gerekir. Devlet ve belediyeler birlikte hareket etmek zorundadır.”
“Kanal İstanbul Projesi İstanbullulara Sorulsun”
CHP’nin ‘Kanal İstanbul’ için referandum teklifini de değerlendiren Kılıç, şunları söyledi:
“İstanbul’da bir kanal projesine onay verip vermediklerini İstanbullulara bir sormak lazım. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyoruz. Hükümetin Kıbrıs’ta planladığı Teknofest’i doğru bulduğumuzu ifade etmiştim. Şimdi de, ana muhalefet partisinin Kanal İstanbul Projesi referanduma sunulmalı düşüncesini doğru bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz. İstanbul’da yaşayan herkes elektronik ortamda bu oylamaya katılabilir ve reyini kullanabilir. Böylece kaynak israfına gerek kalmaz ve hükümet ise 15 yıl önce verdiği bir sözü tutmak zorunda kendisini hissetmiş durumda kalmaz.”