Filistinlilere Dokunulmazlık Verilmelidir

Yayınlama: 15.05.2025
A+
A-

Geçmişte Yahudi milletinin yediği sürgünlere bakıldığında bugün neden bu kadar agresif tavırlar içerisinde olduklarını anlayabiliriz.

Yahudiler, 586’da önce Babil’e sürülmüşlerdir. II. ve IV. asırlarda ise Romalılar ve Hıristiyanlar tarafından ikinci defa ülkelerinden kovulmuşlardır.
Yahudilerin tarihte ilk yaşadıkları sürgün, Asur Sürgünü’dür. O zamanki Filistin toprakları Asurlular için stratejik bir öneme sahiptir. Asur İmparatorluğu’nun topraklarından başlayan ve Mısır’a giden ticaret yolu Filistin coğrafyasından geçmektedir. Bundan dolayı Asurlular buranın alınması için girişimler başlatmışlardır.

MS 51 – 52 – Yahudiler Roma’dan sürüldü.
MS 66 – İskenderiye, Mısır çete saldırıları.
MS 66 – 73 – Romalılara karşı olan ‘Büyük Yahudi İsyanı’ Vespasian ve Titus tarafından bastırıldı.
Roma Ordusu Kudüs’te birçok Yahudi’yi öldürdü, kölelik ve esaret için yaklaşık 100 bin kişiyi aldı.
1492’de İspanya’dan kovulan Museviler, İspanya kökenli oldukları için kendilerine “Sefarad” adını koymuşlardır. Genişletilmiş anlamda ise bugün, Sefarad, Aşkenaz olmayan tüm Yahudilere verilen addır.
Günümüze kadar gelen sürgünlere sebebiyet veren kararların arkasında ne olursa olsun bir milletin bir ırkın bu kadar sürgün ve yok edilme politikalarının arkasında yatan neden bulundukları yerlerde bozgunculuk çıkarmalarıdır.
Yakın tarihin Nazi Almanya’sında savaş sırasında öldürülen Yahudilerin sayısındaki çelişkiler ve sonrasında sürgün kararı ile Filistin’e yerleşme, orada yeni yerleşim yeri açma ve işgal girişimlerine bakılacak olursa bu Yahudi soykırımının da bir uydurma olduğunun şüphelerini artırıyor.
Osmanlı İmparatorluğu’nun İspanya’dan kaçan Yahudi mültecilere kucak açıp sahip çıktı. Osmanlıya her zaman dua ederler. Nazi zulmüne uğradıklarını iddia eden Yahudilerin de Osmanlıya sığındığını biliyoruz. Hatta bu Alman Nazilerinden kaçanları kısmı İstanbul’a gelirken diğer kısmı da gemilerle Osmanlı toprağı olan Filistin’e giderek sığınmışlardır. Yahudi mültecilere kucak açan Filistinlilere ise bugün reva görülen zulmü yapmaya başlamışlardır.
Ancak Filistin’e yerleşen Yahudilerin Siyonizm İdeolojisi, vahşi bir işgal ve yok etme politikasına dönüşmüştür. Yani bir tarafta masum Yahudiler ölümden kaçarken geldikleri yerleri kan gölüne çeviren tutum içerisindeler. Şimdi tarihin her devrinde kovulan, sürgün edilen milletin, eline fırsat ve güç geçirdiği zaman nasıl bir canavara dönüştüğünü görüyoruz.
İnşallah son sürgünü de yakında tekrar yaşayacaklar.

Tarih boyunca neden sürekli sürgünlerle yer değiştirmek zorunda kaldıklarının cevabı, bugün yapılan zulümlere bakınca anlaşılıyor.
Yahudi Siyonizmin son yıllarda adeta dokunulmazlığı var gibi hareket ediyor.
Hem Filistinlilere baskı ve zulüm uygulanıyor, hem de dünyada Antisemitizm adı altında Siyonizme dokunulmazlık ve söz söylememe gibi bir zırh ile korunuyor.
Bundan sonra adaletin sağlanması için Filistinlilere dokunulmazlık verilmelidir.
Bir tek Filistinlinin katledilmemesi için dünyanın bu kararı alması gerekiyor. Uydurulmuş Yahudi Soykırımının gerçekliği yüz yıldır Filistinlilere uygulanıyor.
Ölen masum bebeklerin kanlarının hesabının sorulmayacağını mı sanıyorlar.
Tarih, adaletin er ya da geç yerini bulduğunu defalarca kanıtladı. Zalimler kısa vadede güçlü görünse de, uzun vadede hak, vicdan ve dayanışma kazanan taraftır.
Mazlumların sesi zamanla dünyaya yankılanır. Bu sesi susturmak mümkün değildir.
Dünyanın bir çok köşesinde adalet için mücadele eden insanların öyküleri bize bunu hatırlatıyor.
Tarih, zulmün kalıcı olmayacağını gösteren derslerle dolu.
Gün gelir Mazlumların hesabı sorulur.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.