Küresel sermayenin ve Siyonist düzenin karargahı Washington’da dikkat çeken bir atama gerçekleşti. ABD’nin kurucusu George Washington’ın kurduğu ve “derin devletin kalbi” sayılan mason locasının başına Türk asıllı Çetin Durak getirildi. 2026 yılındaki kritik süreci yönetecek olan Durak’ın, Clinton döneminde savunma sanayii ve enerji trafiğini yöneten babası Ünal Durak üzerinden kurulan “derin” ilişkiler ağı mercek altında.
Dünyayı yönetmeye çalışan gizli yapılanmaların vitrini olan Masonluk teşkilatında, ABD’nin en stratejik locası bir Türk’e teslim edildi. Washington D.C. Büyük Mason Locası’nda yapılan seçimle, “Büyük Üstat”lık koltuğuna Çetin Durak oturtuldu.
Çetin Durak’ın yönetimine getirildiği Potomac Lodge No.5, sıradan bir yapı değil. ABD’nin Kurucu Başkanı George Washington tarafından bizzat kurulan bu loca, Amerikan devlet nizamının ezoterik temellerinin atıldığı merkez olarak biliniyor.
Kasım ayında yapılan seçim sonrası düzenlenen tören, masonik ritüellere sahne oldu. Dünyanın dört bir yanından gelen loca temsilcilerinin huzurunda yapılan ayinde, “Büyük Üstat” şapkasını Durak’a çocukları giydirdi.
Yeni “Büyük Üstat” Çetin Durak’ın aile şeceresi, atamanın perde arkasındaki “derin” bağlantıları gözler önüne serdi. Küresel finansın tetikçisi Bloomberg Grubu’nda yetişen Çetin Durak’ın babası Ünal Durak’ın geçmişi dikkat çekici:
“Baba Ünal Durak, 1990’lı yıllarda ve 2000’lerin başında, ABD Başkanı Bill Clinton yönetimi döneminde Washington-Ankara hattındaki ‘karanlık’ trafiğin kilit ismiydi. Enerji, altyapı ve özellikle savunma sanayii alanındaki milyar dolarlık projelerin ve temasların merkezinde yer alıyordu.”
Çetin Durak’ın bu göreve getirilmesinin zamanlaması ise manidar bulundu. ABD’nin kuruluşunun 250. yılı olan 2026’da, Amerikan Masonluğu tarihinin en büyük gövde gösterisine hazırlanıyor.
Bu sembolik ve kritik yılda, Washington’daki masonik yapının dümeninde bir Türk’ün bulunması, küresel odakların Türkiye üzerindeki yeni dönem planlarının bir işareti olarak yorumlanıyor.
Masonluk nedir?
Siyonizm’in hedeflerine hizmet eden, gizlilik esasına dayalı, uluslararası bir örgütlenmedir. Milli ve manevi değerleri tahrip ederek, toplumları küresel sermayenin kölesi haline getirmeyi amaçlayan bu yapı, tarih boyunca İslam coğrafyasındaki siyasi ve ekonomik krizlerin perde arkasındaki aktör olmuştur.