Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, “Kaynakları millete aktarın. Dar gelirlinin alım gücünü, refah seviyesini artırın. Önce imtiyazlılar anlayışı yerine önce millet anlayışıyla hareket edin. Paylaşımda Adaleti sağlayın. Eğer bunların siz yapmazsanız biz geleceğiz ve Milli Görüş anlayışıyla bunları biz uygulayacağız!” dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, Erzurum 4. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada hem Türkiye’nin ekonomik gidişatına hem de hükümetin son açılım sürecine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
“İşsizler ordusu 13 milyonu aştı”
Erbakan, konuşmasının büyük bölümünü Türkiye’nin ekonomik sıkıntılarına ayırdı. Asgari ücret ve emekli maaşlarının açlık sınırının altında kaldığını vurgulayarak şöyle konuştu:
“Bugün milletimizin asıl derdi ekonomidir, yoksulluktur. Bugün asgari ücret 22.100 TL, emekli maaşı 14.469 TL. Bu şartlarda asgari ücret ve emekli maaşı açlık sınırının altında. Açlık Sınırı 26 bin TL’ye dayandı, yoksulluk sınırı 80 bin TL. Halkın yüzde 45’i açlık sınırı altında, yüzde 80’i yoksulluk sınırı altında.Geniş tanımlı işsizlik yüzde 32 ile 13 milyonu aştı. Vatandaş neden aç kalmıyor? Çünkü yardımlarla ayakta duruyor. Ama eline geçen ücret açlık ve yoksulluk sınırının altında.”
“Çocukların %66’sı Makarna ve Ekmekle Besleniyor”
OECD raporları ve çocuk yoksulluğu verilerini de paylaşan Erbakan, toplumdaki derinleşen eşitsizliklere vurgu yaptı:
“OECD Raporuna göre Türkiye’de 6 milyon çocuk yoksul. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca yardım yapılan çocuk sayısı ise toplamda 5.4 milyona çıktı. Türkiye’deki çocukların 3’te 2’sinin makarna ve ekmekle beslendiğini ve bu nedenle zihinsel gelişimlerinin olumsuz etkilendiğini ortaya koyuyor.”
“İstanbul Böyleyse, Anadolu’yu Siz Düşünün”
İstanbul’da yapılan araştırmalardan bahseden Erbakan, Türkiye genelinde halkın alım gücünün düştüğünü dile getirdi:
“Bakın İstanbul halkının yüzde 51’i son bir ayda canı çektiği halde en az bir gıda ürününü alamadığını söylüyor. İstanbulluların yüzde 62,5’inin evlerini istedikleri sıcaklığa getiremedikleri, yüzde 61,7’sinin bir kıyafet ihtiyacı olduğunda yenisini alamadığını söylüyor. Yine İstanbulluların yüzde 34’ünün taze sebze/meyveye günlük olarak erişemediği, yüzde 58’inin ise iki günde bir et, tavuk ya da balıktan oluşan yemek yiyemediği açıklandı. Neden İstanbul’dan bahsediyoruz? Çünkü maddi imkanları en gelişmiş şehir. Bu şehirde bile halk bu durumdaysa, diğer illerimizi, Anadolu’yu, taşrayı gelin siz düşünün.”
“İktidar Terörsüz Türkiye Peşinde Ama Mutfaktaki Terörle Mücadele etmiyor”
“Terörsüz Türkiye” sloganıyla yürütülen süreci hatırlatan Erbakan, açlıkla yoksullukla mücadele eden vatandaşa ekonomik açılımın da gerektiğini belirterek şöyle konuştu:
“İktidar terör sorununu çözmeye çalışıyor evet ancak mutfaktaki teröre, ekonomideki enflasyon ‘terörüne’ hiçbir şey yapamıyor maalesef. İktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sloganıyla yeni bir ‘açılım süreci’ başlattı evet ama 2 yıldır seyyanen zam bekleyen açlık sınırının yarısı kadar maaşla sürünen 16 milyonu aşkın emekliye, Temmuz’da ara zam bekleyen 8 milyon asgari ücretliye, ürünleri ve bahçesindeki ağaçları zirai donda yanan, borçlarının altında ezilen çiftçiye şu ana kadar bir açılım yapmadı. Esnaf, emekli, asgari ücretli perişan halde. Verilen zamlar enflasyonla eridi. Esnaf kepenk kapatıyor. İktidarın zam ve enflasyon terörü altında inleyen milyonlara da açılım yapması gerekir…”
“Milletimiz asıl Enflasyona Karşı Açılım Bekliyor!”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a doğrudan çağrıda bulunan Erbakan, ekonomik anlamda da adımlar atılması gerektiğini belirtti:
“Buradan Sayın Cumhurbaşkanı’na çağrıda bulunuyoruz; evet Terörsüz Türkiye için bazı adımlar atıyorsunuz ancak ekonomideki bu enflasyon ve zam terörüne yönelik de bir açılım yapın! Yaş Çay alım ücretlerini en azından 1 dolar seviyesi olan 38 liraya çıkartın. Çiftçiye mazot ve elektrik desteği verin, Erbakan hocamızın yaptığı gibi yüksek taban fiyatları açıklayın. Ucuz simit ve çay sıralarında sürünen emekliye seyyanen zam yapın. Açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veren Asgari ücretliye Temmuz’da ara zam yapın. Borçların altında ezilen küçük esnafa destek verin. İşsizlikten kırılan gençlerimize istihdam imkanı sağlayın. Kaynakları millete aktarın. Dar gelirlinin alım gücünü, refah seviyesini artırın. Önce imtiyazlılar anlayışı yerine önce millet anlayışıyla hareket edin. Paylaşımda Adaleti sağlayın.”
“İşçi, emekli maaşlarının insanca yaşamaya yettiği Türkiye’yi hayata geçireceğiz”
Erbakan, partisinin siyasi hedeflerini net bir dille dile getirerek, Milli Görüş’ün yeniden iktidar hedefiyle ilerlediğini şu sözlerle vurguladı:
“Eğer bunların siz yapmazsanız biz geleceğiz ve Milli Görüş anlayışıyla bunları biz uygulayacağız! İkinci kırk yılda, birinci kırk yılla aynı ruhla, aynı heyecanla yürüyen Yeniden Refah Partimiz var. Yaşanabilir Türkiye’yi kuracağız. İşçi, emekli, memur maaşlarının insanca yaşamaya yettiği Türkiye’yi hayata geçireceğiz. Gelir ve servet dağılımının adaletli olduğu bir Türkiye. Bugün olduğu gibi fakirden daha çok zenginden ise daha az alan bir vergi sistemi değil, adaletli vergi sistemi olan bir Türkiye. Faiz mikrobundan kurtulmuş bir ekonomik sistemin olduğu Türkiye. Kaliteli eğitimi olan, geçerliliği olan diplomaların verildiği bir Türkiye. Bağımsız ve adil bir yargı sistemi olan Türkiye. Türk-Kürt kardeşliği, inanç ve ifade özgürlüğü tam manasıyla tesis edilmiş bir Türkiye. “
“Gazze’nin kurtuluşu için İslam Birliği şart”
Dış politika vizyonunu da paylaşan Erbakan, İslam dünyasına liderlik hedefini ortaya koydu:
“Yaşanabilir bir Türkiye ile beraber, yeni bir dünyayı da inşa edeceğiz. Gazze, Keşmir, Doğu Türkistan kurtuluşa etmeden rahat ve huzurlu olmamız mümkün değil. Bunların kurtuluşa ermesi için Türkiye’nin öncülüğünde 57 Müslüman ülkeyi D-60 çatısı altında bir araya toplayacağız. Dünyadaki su, doğalgaz kaynaklarının yarıdan fazlası bu müslümanülkelerin elinde. Uranyum kaynaklarının yüzde 40’ı bu müslüman ülkelerin elinde. Cenab-ı Allah bütün bu stratejik kaynakları müslüman ülkelere vermiş. Bunları bir güç olarak kullanmak gerekir. Zalimlere size bu kaynakları vermiyoruz diyebileceğimiz zaman onların masaya oturmaktan başka çaresi kalmaz. Makam ve rakam için değil, Allah rızası için çalışan kadrolarımız hazır.”