Yeniden Refah Partisi lideri Dr. Fatih Erbakan, “İktidar terör sorununu çözmeye çalışıyor evet ancak mutfaktaki teröre, ekonomideki enflasyon ‘terörüne’ hiçbir şey yapamıyor maalesef… Sadece terörle ilgili açılım yetmez! Ekonomideki enflasyon terörü ile ilgili de açılım yapmak lazım… İktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sloganıyla yeni bir ‘açılım süreci’ başlattı evet ama 2 yıldır seyyanen zam bekleyen açlık sınırının yarısı kadar maaşla sürünen 16 milyonu aşkın emekliye, Temmuz’da ara zam bekleyen 8 milyon asgari ücretliye, ürünleri ve bahçesindeki ağaçları zirai donda yanan, borçlarının altında ezilen çiftçiye şu ana kadar bir açılım yapmadı. İktidarın zam ve enflasyon terörü altında inleyen milyonlara da açılım yapması gerekir.” dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, partisinin Kahramanmaraş 3. Olağan İl Kongresi’nde gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Erbakan, terör örgütü PKK’nın fesih kararına karşı temkinli yaklaşırken, hükümeti “mutfaktaki teröre” karşı da adım atmaya çağırdı.
“Bin yıllık Türk ve Kürt kardeşliğini kimse bozamaz”
Konuşmasının başında birlik ve beraberliğin önemine dikkat çeken Erbakan, şu ifadeleri kullandı:
“Her zaman söylediğimiz gibi biz 85 milyon millet olarak aynı inancın evlatlarıyız. Bizler bin yıllık geçmişimizde birlik ve beraberlik içinde olmuş kardeşleriz. Bize ayrılık, gayrılık ve çatışma asla yakışmaz. Merhum Erbakan Hocamızın ifade ettiği gibi; “Kürt’ü Türk’ten, Türk’ü Kürt’ten ayırırsanız ortada ne Kürt kalır ne de Türk kalır. Ama Kürt ve Türk beraber olursa karşısında ne Amerika durabilir, ne İsrail durabilir, ne de Siyonizm durabilir! Şanlı tarihimiz omuz omuza durduğumuzda neler yapabileceğimizi gösteren, birlikte kazandığımız nice zaferlerle doludur. Sultan Alparslan ile Malazgirt’te, Selahattin Eyyubi ile Kudüs’te, Yavuz Sultan Selim ile Çaldıran’da, Fatih Sultan Mehmet Han ile İstanbul’da, Kurtuluş savaşında Çanakkale’de, Merhum Erbakan Hocamız ile Kıbrıs Barış Harekâtında, omuz omuza savaşmış alnını birlikte secdeye koymuş ve birlikte şehit olmuşuz. Bizler kardeşler topluluğuyuz. Bundan sonra da ebediyete kadar bir ve beraber olacağız inşallah! Dış mihraklar ve uzantıları buna asla mani olamayacaklar!”
“Esas mesele PKK ile birlikte tüm uzantılarının da ortadan kaldırılmasıdır”
Terör örgütü PKK’nın “fesih kararı”na dikkat çeken Erbakan, açıklamalara temkinli yaklaştıklarını ifade etti:
“Bu gerçekleri bu şekilde ifade ettikten sonra gelelim bugüne. Hepimizin de bildiği gibi geçtiğimiz günlerde PKK Terör Örgütü yaptığı kongre ile, PKK’nın “örgütsel yapısının feshedilmesi” ve “silahlı mücadele yönteminin sonlandırılması” kararlarını açıkladı. Terör örgütü, “PKK adıyla yürütülen çalışmaları” sonlandırdığını açıkladı. Bu durumda, milletimizin aklına hemen şu geliyor haliyle; ‘Peki ya başka adlar altında yürütülen faaliyetler?’ Terör örgütünün İran’daki PEJAK şubesi, Suriye’nin kuzeyindeki PYD/YPG şubesi ne olacak?, KCK ne olacak? Soruları geliyor. Esas mesele, PYD, YPG, SDG gibi isimler altında yürütülen tüm faaliyetlerin tamamen sona erdirilmesidir. Evet, daha önceki açıklamalarımızda defalarca söylediğimiz gibi silah bırakma ve fesih, örgütün tüm şube ve uzantılarını içine almalı, bütün illegal yapıları kapsayacak şekilde hayata geçirilmelidir. Başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, bazı üst düzey yetkililerin açıklamalarında da bu hususlar yer almaktadır. Bu söylemler güzel de, uygulamanın nasıl olacağını hep birlikte göreceğiz.”
Erbakan, PKK bildirisindeki tuzaklara dikkat çekti
PKK’nın açıklamasındaki ifadelerin tehlike barındırdığını hatırlatan Erbakan, bazı kelimelerin kasıtlı olarak kullanıldığını belirtti:
“Bununla birlikte bazı tuzaklara da dikkat çekmemiz gereklidir. PKK Bildirisi’ndeki tuzaklara, mayınlara, dikkat çekmek ve bütün yetkilileri başımıza çoraplar örmek için araya serpiştirilen ifadeler konusunda uyarmak elbette görevimizdir. Mesela, metne serpiştirilmiş “soykırım” kelimeleri, Türkiye’yi Ermeni Soykırımı iftirasıyla mahkum etmek isteyen güçlerin işine gelmektedir. Soykırım ifadesi Türkiyemiz’e atılmış olan alçak bir iftiradır! Soykırımı yapan bu hain terör örgütünün arkasındaki güçlerdir; Siyonist İsrail ve onun hamisi ABD’dir…. İngiltere’nin Fransa’nın sicillerinde soykırım vardır. Bizim sicilimizde ise soykırımcılık asla yoktur. Bu ülkede, birçok yanlışlar yapılmamış mıdır? Doğu ve Güneydoğu’da Kürt kardeşlerimize yanlış yapılmamış mıdır? Çifte standart uygulanmamış mıdır? Elbette yapılmıştır. Lâkin, soykırım başka bir meseledir. Soykırım, şer odaklarının Türkiye’ye attığı bir iftiradır. Türkiye’ye soykırımcı damgasını vurmaya kalkışmak, alçaklıktır! Bu konuya özellikle dikkat edilmeli, ve “Soykırım” iftirası yetkililerimiz tarafından en üst perdeden daha fazla geciktirilmeden kınanmalıdır.”
“Teröristbaşı’na Siyaset Hakkı mı Verilecek? Asla Kabul Etmeyiz!”
Erbakan, bildiride geçen Teröristbaşı Öcalan’a yönelik taleplere ve ‘self determinasyon’ vurgularına da sert tepki gösterdi:
“PKK terör örgütü bildirisindeki “Kongremizin aldığı PKK’nin fesih ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma kararı kalıcı barışa ve demokratik çözüme güçlü bir zemin sunmaktadır. Söz konusu kararların uygulanması Abdullah Öcalan’ın süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir. Bu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisinin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önemli olmaktadır.” bölümü de, PKK Terör Örgütü’nün dayatması niteliğindedir. Bu ifadeler Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile pazarlık manası taşımaktadır… Bu asla kabul edilemez! Teröristbaşı’na hangi siyaset hakkı nasıl verilecektir? Böyle bir şey asla kabul edilemez! Yeniden Refah Partisi olarak diyoruz ki, Öcalan’ı ana karada da Ankara’da istemiyoruz! Türkiye Cumhuriyeti’nin böyle bir pazarlığa girmesi asla kabul edilemez! Metindeki “Kendi kaderini tayin hakkı da”, Türkiye’nin imza attığı BM Sözleşmeleri’yle ve TBMM’nin kabul ettiği “İkiz yasalar”la ilgilidir. Self determinasyon yoluyla, bir yerlere varabileceğini, ülkeyi bölebileceğini zanneden terör örgütü unsurlarına, gerekli cevaplar başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere en net şekilde verilmelidir!”
“Asıl tehlike Suriye’nin kuzeyinde kurulmak istenen terör devletçiğidir!”
PKK’nın silah bırakma kararına temkinli yaklaştıklarını vurgulayan Erbakan, asıl tehdidin Suriye’nin kuzeyinde olduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Her şeye rağmen, ihtiyatlı bir iyimserlikle; “inşallah başka bir hesapları yoktur, inşallah ihanetin yeni bir sürümüne, terörün farklı bir evresine geçilmiyordur” diyerek; “Böyle Olsa bile onları doğduğuna pişman ederiz!” diyerek; ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine destek verdiğimizi, vereceğimizi bir kez daha beyan ediyoruz. Ancak bu sinsi terör örgütünün ve arkasındaki dış mihrakların oyunu bitmez diyor ve asıl tehlikenin Suriye’nin kuzeyinde kurulmak istenen “Terör devletçiği” olduğunu bir kez daha hatırlatıyor ve süreci yakından takip edeceğimizi belirtiyoruz.”
Ekonomideki enflasyon ‘terörüne’ de açılım yapın!
Erbakan konuşmasının sonunda ekonomiye de değinerek iktidara seslendi ve mutfaklardaki ve ekonomideki enflasyon ‘terörüne’ yönelik de açılım yapma çağrısında bulundu:
“İktidar terör sorununu çözmeye çalışıyor evet ancak mutfaktaki teröre, ekonomideki enflasyon ‘terörüne’ hiçbir şey yapamıyor maalesef… İktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sloganıyla yeni bir ‘açılım süreci’ başlattı evet ama, 2 yıldır seyyanen zam bekleyen açlık sınırının yarısı kadar maaşla sürünen 16 milyonu aşkın emekliye, Temmuz’da ara zam bekleyen 8 milyon asgari ücretliye, ürünleri ve bahçesindeki ağaçları zirai donda yanan, borçların altında ezilen milyonlarca çiftçiye şu ana kadar bir açılım yapmadı. İktidarın zam ve enflasyon terörü altında inleyen milyonlara da açılım yapması gerekir. 80 bin liraya dayanan yoksulluk sınırının çok altında maaş alan milyonlarca memurların Ocak ayında aldığı yüzde 11.55’lik maaş zammı çoktan tükendi, maaş zamları 4 ayda eridi. Memurlarımıza nitelikli bir zam yapılması gerekiyor. Esnafı da maliyet artışları zorluyor. Haksız vergiler, banka borçları gırtlağı aştı. Doğalgaz, elektrik, kira artışları enflasyonu katladı. Yine asgari ücretlilerimiz 26 bin liraya dayanan açlık sınırı ile yaşam mücadelesi veriyorlar. ”
“Bir kilo Yaş Çay fiyatıyla bir simit bir çay bile alınamıyor!”
Tarım Bakanlığı’nın açıkladığı yaş çay fiyatını da eleştiren Erbakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmişte yaptığı “çay-simit” hesabını hatırlatarak, “26 bin TL’ye dayanan açlık sınırı, en düşük emekli aylığı olan 14.469 TL’yi neredeyse ikiye katladı. Temmuz ayında bir ara zam bekliyorlar. Emekliler perişan halde. Çiftçiler artan girdi maliyetleri, düşük taban fiyatları ve zirai don olayları nedeniyle perişan durumda. Çiftçi borcunu ödeyemediği için traktöründen hayvanına kadar icralık durumda. Çiftçinin toplam borcu 1 trilyon liraya ulaştı. Bakınız geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Bakanlığı, 19 TL olan yaş çay alım fiyatının 2025 yılı için 25.44 lira olarak belirlendiğini duyurdu. Keşke duyurmaz olaydı! Hükümetin 2025 yılı yaş çay alım fiyatını kilogram başına 25,44 lira olarak açıklamasına Rizeli çay üreticisi Sayın Cumhurbaşkanı’nın Çay-Simit hesabına bahisle, “23 sene önce Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklama bir simit- çay hesabını şimdi yapın bakalım. Bir kilo yaş çayla, bir simit ve bir bardak çay alınamıyor, vatandaşa ne anlatıyorsunuz” diye tepki gösterdi.
“Sayın Cumhurbaşkanı’na Çağrımızdır…”
Konuşmasının sonunda doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenen Erbakan:
“Buradan, Kahramanmaraş’tan Sayın Cumhurbaşkanı’na çağrıda bulunuyoruz; evet Terörsüz Türkiye için bazı adımlar atıyorsunuz ancak Ekonomideki bu enflasyon ve zam terörüne yönelik de bir açılım yapın! Yaş Çay alım ücretlerini en azından 1 dolar seviyesi olan 38 liraya çıkartın… Çiftçiye mazot ve elektrik desteği verin. Ucuz simit ve çay sıralarında sürünen Emekliye seyyanen zam yapın…Açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veren Asgari ücretliye Temmuz’da ara zam yapın… Borçların altında ezilen küçük esnafa destek verin
Dar gelirlinin alım gücünü, refah seviyesini artırın…”
Kongreye tek liste ile giren mevcut il başkanı Muhammed Aydoğar yeniden il başkanı seçildi.