Uyuşturucu Kullanma Yaşı 9’a Düştü! Türkiye’nin Geleceği Tehlikede

Uyuşturucu Kullanma Yaşı 9’a Düştü! Türkiye’nin Geleceği Tehlikede
Yayınlama: 08.11.2025
A+
A-

Toplumu derinden sarsan uyuşturucu gerçeği her geçen gün daha da vahim hale geliyor. Uyuşturucu kullanma yaşının 9’a kadar düştüğü Türkiye’de, gençlik sessizce yok oluyor. Uzmanlar, “Bu artık sadece bir güvenlik değil, bir nesil meselesi” diyor.

Türkiye’de uyuşturucu madde kullanımı son yıllarda endişe verici boyutlara ulaştı. Yapılan son araştırmalar, uyuşturucu kullanma yaşının 9’a kadar düştüğünü ortaya koydu. Bu çarpıcı tablo, Türkiye’nin geleceği olan genç neslin nasıl büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu gözler önüne seriyor.

Bir dönem sadece büyükşehirlerin arka sokaklarında görülen bu kara bela, artık taşra ilçelere, kasabalara hatta köylere kadar yayılmış durumda. Uyuşturucuya ulaşmak kolaylaştıkça, tuzağa düşen gençlerin sayısı da katlanarak artıyor.
Uzmanlara göre, sentetik uyuşturucuların ucuz olması, çocukların bu maddelere erişimini kolaylaştırıyor. Özellikle “bonzai” ve “metamfetamin” gibi ölümcül maddeler, genç beyinleri hedef alıyor.

Bir Nesil Sessizce Yok Oluyor

Madde bağımlılığına kapılan çocukların büyük bölümü, önce okuldan kopuyor, sonra ailelerinden uzaklaşıyor.
Sokaklarda, parklarda ya da terk edilmiş binalarda yaşamaya başlayan bu gençler, zamanla suça, şiddete ve çaresizliğe sürükleniyor.
Pedagoglar ve psikologlar, “Bir çocuk 9 yaşında uyuşturucuya başlıyorsa, bu sadece çocuğun değil, toplumun da hasta olduğunu gösterir,” diyor.

Sokaklarda Zehir Tacirleri Kol Geziyor

Emniyet birimleri uyuşturucu satıcılarına yönelik operasyonlarını aralıksız sürdürüyor. Ancak ne yazık ki arzı azaltmak yetmiyor. Çünkü talep hızla artıyor.
Sokak aralarında, okul önlerinde, çocuk parklarının çevresinde hatta sosyal medya üzerinden bile uyuşturucu pazarlığı yapılabiliyor.
Zehir tacirleri, özellikle çocukları ve gençleri hedef alıyor. Kimi zaman şeker veya sigara kılığında, kimi zaman eğlence bahanesiyle sunulan bu maddeler, çocukların hayatını karartıyor.

Ailelerin ve Toplumun Sessizliği En Büyük Tehlike

Uzmanlara göre bu mücadelede sadece emniyetin çabası yetmez. Aileler, öğretmenler, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve medya bu savaşın ön cephesinde yer almalı.
Çünkü bağımlılıkla mücadele sadece bir “suçla mücadele” değildir, aynı zamanda bir eğitim ve ahlak meselesidir.

Ailelerin çocuklarıyla güçlü iletişim kurması, gençlerin sosyal ve kültürel faaliyetlere yönlendirilmesi, okullarda rehberlik hizmetlerinin güçlendirilmesi gerekiyor. Sosyologlar, “Çocuklarımızı internetin, sosyal medyanın ve sokakların insafına bıraktık. Bu ihmalin bedelini bir nesil ödüyor,” diyerek tehlikenin boyutuna dikkat çekiyor.

Milli Bir Seferberlik Zamanı

Uyuşturucu, sadece bireyi değil; ailesini, çevresini ve tüm toplumu çökerten bir bela. Bu nedenle devletin kurumları, dini kuruluşlar, eğitim camiası ve medya el ele vererek, “Uyuşturucuya Karşı Milli Seferberlik” başlatmalı.
Cezaların caydırıcı hale getirilmesi, rehabilitasyon merkezlerinin yaygınlaştırılması ve gençlere umut verecek sosyal projelerin artırılması gerekiyor.

Son Söz: Geleceğimizi Korumak Zorundayız

Uyuşturucu, Türkiye’nin gençliğini adım adım yok ediyor.
Eğer bugün bu gerçeğe karşı susarsak, yarın çok geç olabilir.
Her anne-baba, her öğretmen, her vatandaş, bu mücadelenin bir parçası olmak zorunda. Çünkü mesele sadece uyuşturucu değil mesele bir milletin geleceği.

 

HABER: Talat TOSUN

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.