Yeniden Refahlı Bekin’den Yunan Bakana sert tepki: Oldubittiye izin vermeyiz!

Yeniden Refahlı Bekin’den Yunan Bakana sert tepki: Oldubittiye izin vermeyiz!
Yayınlama: 27.11.2023
A+
A-

Yeniden Refah Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Yunan Dışişleri Bakanı Gerapetritis, “Zürafa Adası Yunan toprağıdır” ifadesiyle haddini aştığını belirterek sert tepki gösterdi.

Yeniden Refah Partisi Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan Bekin,  Yunanistan Dışişleri Bakanı Giorgos Gerapetris’in açıklamasında ilişkin,  “Zürafa Adası, sahip olduğu 6 millik kara suları ve köyleriyle birlikte, Gemlik ilçesi büyüklüğünde, egemenliği Türkiye’ye ait olan bir toprak parçasıdır. Bu kaya adasının diğer 20 ada gibi oldubittiye getirilmeye çalışılması kabul edilebilir bir durum değildir.” dedi.

ABD’nin Dedeağaç üssü yakınında jeostratejik bir kaya adacığı

Bekin bu kaya adacığının jeostratejik açıdan önemine dikkati çekerken aynı zamanda adacığın ABD’nin Dedeağaç’taki üssünün yakınında yer aldığını belirtti.

Yunan bakanın hadsiz açıklaması karşısında parlamentoda temsil edilen partilerin sessiz kalmasının kabul edilebilir olmadığını da dile getirdi.

‘Uygurlara yapılan zulüm gün geçtikçe daha büyük bir trajediye dönüyor’

Açıklamasında Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde Müslüman Uygur Türklerine yönelik baskı ve zulmüne de değinen Bekin, Uygurlara yapılan zulmün gün geçtikçe büyük trajediye dönüştüğünü, bölgede camilerin üçte ikisinin yıkılmasının, bir kısmının da ibadete kapatılmasının veya başka amaçla kullanılmasının İslam’ı engellemeye yönelik sistematik bir çaba olduğunu kaydetti.

‘Son derece tehlikeli bir süreç yaşanıyor’

Bekin, Doğu Türkistan’daki sistematik zulüm için şu ifadeleri kullandı:

“Çin yönetiminin Sincan Özerk Bölgesi’ndeki kültürel çeşitliliği korumak ve geliştirmek yerine Uygur Türklerini tek tip bir kültürün egemenliği altına almaya zorlamaları Çin’in kabilecilik anlayışının bir yansımasıdır.

Özellikle son dönemlerde konsantrasyon kamplarında yaşanan baskılardan sonra tarihi camilere yönelik yıkım sürecinin hızlandırılması son derece tehlikeli bir sürecin yaşanmasına ve tedirginliklerin çoğalmasına neden olmaktadır.

Çin yönetiminin İslam’ı ve Müslümanları büyük bir tehdit ve tehlike olarak imlemesi ve bunu dış dünyaya sözde terörle mücadelenin bir parçası olarak ortaya koymaya çalışması son derece tehlikeli bir süreci ortaya çıkarmaktadır.

Bu sürecin temel amacı, Uygurların kimliklerini, dini ve kültürel aidiyetlerini ortadan kaldırmaya yönelik bir hamle olup, “Tek Kuşak ve Tek Yol” stratejik hedefi doğrultusunda Müslüman Uygur Türklerinin etkisizleştirilmeleri ve asimile edilmeleridir.”

‘Bu zulmü bitirmek için gerekli girişimler bir an evvel başlatılmalıdır’

Çin’in bu uygulamasının insanların inanç ve ibadet özgürlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik suç unsuru niteliğinde olduğunu kaydeden Bekin, bu hususta Çin hükümeti nezdinde gerekli girişimlerin bir an önce başlatılması çağrısında bulundu.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.